AB Elçisi Hürriyet’e konuştu: Rusya’ya bağımlılığı azaltmak istiyoruz

AB Elçisi Hürriyet’e konuştu: Rusya’ya bağımlılığı azaltmak istiyoruz
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan AB’nin Türkiye Büyükelçisi Meyer-Landrut, ‘AB’de ağır basan eğilim Rus gazı ve fosil yakıtlarına ait bağımlılığı daha da azaltmak’ iletisini verdi.

AVRUPA Birliği (AB) Türkiye Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut, AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Oliver Varhelyi’nin bu hafta Türkiye’ye geleceğini ve uzun müddettir yapılamayan Türkiye-AB üst seviye iş diyaloğu toplantısının gerçekleştirileceğini açıkladı. Landrut, temaslarda bulunduğu Çanakkale’de Hürriyet’in şimdiki bahislere ait sorularını yanıtladı. Ankara-Brüksel ilgilerinde son devirde artan trafiğe dikkat çeken Büyükelçi, AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Varhelyi’nin bu hafta Türkiye’de olacağını açıkladı. Varhaelyi’nin 24-25 Ekim günlerinde İstanbul’da olması ve hükümet yetkililerinin yanı sıra iş dünyasıyla da görüşmesi öngörülüyor. Mali istikrardan sorumlu Komiser Mairead McGuinnes da ekim ayı başında Ankara’da bilhassa Rusya’ya uygulanan yaptırımlar konusunda temaslarda bulunmuştu.

ARAŞTIRMA VE KALKINMA

AB’li diplomat, “Türkiye ile çeşitli alanlardaki siyasi seviyeli işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz” derken, kasım ayı ortasında da araştırma ve kalkınma alanında Brüksel’de yüksek seviyeli bir toplantının yapılacağını kaydetti. AB, 2019’da yaşanan Doğu Akdeniz buhranı sonrasında Türkiye ile yüksek seviyeli temaslarda bulunmaktan kaçınıyordu. Meyer-Landrut, “Aday ülke olan Türkiye ile Gümrük Birliği kapsamında çok kıymetli bir ekonomik işbirliğimiz var. Bunun üzerine koyarak, ilerlememiz gerekiyor” dedi.

‘YAPTIRIMLARI KONUŞUYORUZ’

Ankara ile ekonomik ilgileri geliştirmek isteyen AB açısından 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal teşebbüsü başlatan Rus iktisadının dolaylı da olsa desteklenmemesi kıymet taşıyor. AB diplomatı, “AB, Rusya’ya karşı daha evvel görülmemiş bir yaptırımlar paketini kabul etti. Bu yaptırımların maksadı Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı kabul edilemez ve dehşetli savaşı devam ettirme gayretini engellemek” diye konuştu. Sekizinci paket olarak bilinen son paketin yaptırımları atlatmaya çalışan üçüncü ülke vatandaş ve kurumlarına da uygulanmasının önünü açtığını kaydeden Meyer-Landrut, “Biz bu mevzudaki korkularımızı Türk yetkililere de aktardık. Komiser McGuinness de bu nedenle Ankara’yı ziyaret etti” bilgisini verdi. Yaptırımlara dönük ikazların yalnızca Türkiye ve Türk şirketlerine değil birebir vakitte AB’li taraflara da yapıldığını kaydeden Büyükelçi, yaptırımların uygulamasının son derece karmaşık olduğunu da söyledi.

ENERJİ İŞBİRLİĞİ

AB Büyükelçisi, Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’in Türkiye’yi güç merkezi yapma ve Rus gazını buradan Avrupa pazarlarına satma teklifine ait bir soruya karşılık verirken Brüksel’in bu projeyle çok ilgilenmediği bildirisini verdi. Meyer-Landrut, “AB’de ağır basan eğilim Rus gazı ve fosil yakıtlarına ait bağımlılığı daha da azaltmak. Savaş başladığından bu yana ithal edilen Rus gazı yüzde 41’den yüzde 9’a düştü. Bu, Avrupa güç siyasetinin temel prensibi olarak kalmaya devam edecek” dedi. Bununla birlikte Ankara-Brüksel güç işbirliğinin ağırlaşması gerektiğine dikkat çeken Büyükelçi, “Çünkü birebir sınamalarla karşı karşıyayız” diye konuştu.

DİYALOG VE DİPLOMASİ

Türkiye ve Yunanistan ortasında artan tansiyonla ilgili bir soruyu yanıtlayan AB elçisi, AB Konseyi’nin Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ait birçok karar aldığını anımsattı. Brüksel’in tansiyonun azaltılması ve diplomasi beklentisi içinde olduğunu anlatan büyükelçi, “İyi komşuluk ilgisinin her tarafın faydasına olduğuna inanıyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya savaşı bağlamında NATO içinde, AB içinde birlikte durmamız gerek” tabirlerini kullandı.

SOSYAL MEDYA YASASI

AB Büyükelçisi, TBMM’nin geçirdiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayladığı dezenformasyon maddesine ait görüşlerini de açıkladı. Tabir özgürlüğünün işleyen bir demokrasinin ön şartı olduğunu belirten Büyükelçi, “İfade özgürlüğü AB’nin ortak kıymetlerinden biri. Bizim umudumuz, bu yasanın, başkaları üzere, söz özgürlüğünün önüne ek bir baskı yaratacak halde uygulanmaması” dedi.