Yakın Doğu Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik AD Öğretim Üyesi |
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik AD Pediatri Diyetisyeni KTDB-Üye No: 175 |
‘Akdeniz’in incisi’ olarak da bilinen adamız gözde Akdeniz ülkeleri arasında yer alır. Ancak, adanın, özellikle kuzey kesiminde yaşayanların, yaşam tarzına bakıldığında pek de Akdeniz tipi yaşam biçimini yansıtmadığını söylemek mümkündür. Hatta bu pek çok bilimsel çalışma ile de desteklenmiştir…
Akdeniz tipi yaşam biçimi temelinde:
- Yeterli ve kaliteli uyku,
- Fiziksel hareket,
- Kendine zaman ayırma,
- Doğa ile iç içe olma,
- Bitkisel ağırlıklı beslenme,
- Yöresel besinler ve yenebilir doğa otlarını tüketme,
- Kırmızı et yerine balık eti ve diğer beyaz et ürünlerini tercih etme,
- Dini inançlara saygı duyarak kırmızı şarap içimi,
- İşlenmiş et ürünleri, tuzlanmış, şekerli besinler ve paketli gıdalardan uzak durma yer alır.
Tüm bu ilkeler kalp ve damar hastalıkları, diyabet (şeker hastalığı), kanser gibi sağlık sorunlarının görülme riskini azaltabilir…
Ülkemizde ise hareketsiz yaşam, özellikle mangal kültürü dolayısı ile yaygın kırmızı et, pastırma, şeftali kebabı ve tuzlu şarküteri ürünleri tüketimi, sek alkollü içeceklerin (rakı, viski gibi) yaygın içimi, yetersiz sebze ve meyve tüketimi ve kültürün bir parçası olan şerebetli tatlılara olan düşkünlük dikkat çekmektedir. Bu durum fazla enerji (kalori), şeker, tuz ve sağlıksız yağ alımına neden olarak kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere pek çok sağlık sorunu riskini arttırmaktadır…
Oysa cennetten bir parça olarak bilinen adamız doğal yenebilir otlara, naranciye ürünlerine, çilek ve üzüm gibi meyvelerin yetişmesine olanak tanımakta, sağlıklı tarım uygulamalarının yapıldığı ülkeler arasında yerini almaktadır. Aynı zamanda, günümüz mimarisi adanın pek çok yerinde fiziksel hareketliliği arttırmaya olanak tanıyan alanlara da yer vermektedir…
Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en yaygın görülen ve ölümlere neden olan sağlık sorunudur. Önlenmesinde yaşam tarzı alışkanlıkları önemli role sahiptir. Bu nedenle:
- Ağırlıklı olarak bitkisel kaynaklı besinlerin tüketimi,
- Kırmızı et tüketiminin haftada iki seferin altında tutulması, yerine haftada iki seferin üzerinde balık tercih edilmesi,
- Şeker ve şeker içeren besinlerin, tuzlanmış, tütsülenmiş gıdaların tüketiminden kaçınılması,
- Mangalda pişirme yöntemine seyrek (15 günde bir seferden az) yer verilmesi, ateş ile besin arasında en az 15 cm mesafe olmasına özen gösterilmesi ve besinin yanmasının önlenmesi,
- Sek alkollü içecekler yerine isteniyorsa kırmızı şarap gibi fermente ve içerisinde faydalı bileşenler olan içeceklerin tercih edilmesi (sağlıklı erkekler için haftada 14, kadınlar için yedi servis),
- Yetişkinler için haftada en az 150 dakika nefes alış verişi orta şiddette değiştirecek aktivitelerin yapılması,
- Sigara ve tütün ürünü kullanımından kaçınılması gereklidir.
Tüm bu ilkeler doğrultusunda yaşam sürmek muhtemel ömrün daha uzun olması ve kronik hastalık riskinin en aza inmesine yardımcı olabilmektedir…
‘Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun.’ -Hipokrat [MÖ 500]-
Ne güzel halkın anlayacağı bir anlatım.Anlaşılabilir,uygulanabilir öneriler.Ekonomik,tüketimi kolay ve pişirme kişileri zora sokmadan keyif kısıtlaması yapmadan yaşam tarzı önerileri.Kutlarım.Sevgilerimle.