Yaşadığın hayatla ilgili sorunlar birikmiştir.
Yıllar eklendikçe üstüne, eskir derinleşir ama çözülmez bir türlü …
En yakın çevrene bakarsın, arkadaşın sevgilin eşin annen kim varsa…
Yaşadığın karmaşanın türünü sebebini de biliyorsundur.
Farkındasındır çoğu kez…
İçinden yardım diye çığlık atarsın duyan olmaz
Dilin de varmaz söylemeye
Gemi yürüsün dersin yola sessizce koyulursun
Omuzlarında sevdiklerinden yedigin odunların sapları
Kalbinde vefasızlık hançerin izi …
Çok yabancı değildir bu satırlar hiçbirimize.
İçsel yorgunluğumuzu şöyle beyaz bir çarşafın üzerine silkelemeye gelemeyiz.
Sohbete geldi mi
Konular bellidir .
“Aman maaşım hiçbir şeye yetmiyor “, “onun evi var kim bilir nasıl aldı, evine üç maaş girer,13.leri de alınca beşyüzü bulur bu yıl…”
Yarama dokunmayın açık hava kurutur sonra da iyileştirir diye umuyorsundur.
Şimdi Dilek ne oldu kendini mi yazıyorsun diyebilirsiniz.
Hayır hepimizi yazıyorum.
Son günlerde bir anket yarışı başladı yine 20 Temmuz öncesinden…
Cumhurbaşkanlığı seçimin yarışında kim önde.
Başka bir haberde de okuyorum ki, yakında ünlü sosyolog Gezici de geliyormuş, o da UBP Kurultay anketi yapacakmış.
Yani UBP kurultayı ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için anket yarışları başladı.
Bu güzel ada maalesef güzel yönetilemiyor.
Daha önceki yıllarda da güzel yönetilemedi.
Olmadı olamadı olmuyor.
İnsanı güzel, iklimi güzel, eğitimli insan profili güzel.
Bir çok güzel şey güzellikleri getirmiyor işte.
Makam tutan herkesin, cumhurbaşkanından tut, başbakanı, müsteşara, yukardan aşağı inen katmanlarda, toplumla iletişimin, sosyalleşmenin, katılımcılıkla başlayan ortak başarılar elde edebilmenin etkileşimi yaşatılamadı.
İnsanlarımız kopuk bir yaşam sarmalında eğlenmeye yabancı, arabasından inmeyen gençler, zihnini hiç çalıştırma gereksinimi duymayan rutine bağlayan 8 saati tamamlayan mesaiciler, ruhu ve enerjisi çekilmiş insan profiliyiz hepimiz.
Depresyonun dibindeyiz.
Her gece casinolarda dertlerini tasalarını unutmak için giden bir ordu var.
Kumar bağımlılarımız oldu binlerce.
Bunlar sessiz çoğunluk.
Çünkü, ülkede casinolara giriş yasaği olduğu için renk veremeyen sessiz çığlıklar…
Bir patlarsa kulaklarınızın zarı patlayacak.
Siyasi aktörler acaba bu hayatın gerçeklerine ne zaman dokunacaklar.
İnsanımızın ruhuna, yüreğine, adalet duygusuna ne zaman hizmet verecekler.
İşte tam bu satırlarda bir belediye başkanının kulaklarını çınlatacağım.
Diyor ki;
“ Girne’m, ele güne karşı hep birlikteyiz” diyor.
“Sonuca değil sorunu çözmeye odaklanalım dostlar. Önce insan” diyor.
“Konuyla ilgili mutluluğumuzu sizlerle de paylaşmak istedim Girne’m” diyor.
“Birlikte başaracağız, az laf çok iş çünkü başka Girne’m yok” diyor.
“Biz birlikte Girneyiz sloganımız değil gerçeğimizdir” diyor.
Kim bu adam.
Demek ki olabiliyormuş dedirtebilen
Yaşadığı kent insanını yaptığı işlerin içine çeken paylaşan, onlara değer veren, yaşadığı kente değer katan siyasi yaşamımıza çok hızlıca giren Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul.
Yüzü hep gülen başkan tam bu söylemek istediğim her duyguma “cuk” oturuyor.
Bu toplumun ihtiyacı olan partisini değil insanı sevmeyi bilen, kendi seçimini değil, toplumun seçeneğini hizmete dönüştürebilen, sosyalleşmeyi başarmış birlik ve beraberliğini kendi içinde gerçekleştirebilmiş bir ülke hayaline taşıyan siyasilere ihtiyaç var.
Her fırsatta Türkiye’ye insanını gammazlayanlara değil.
Murat Şenkul gibi ben değil “biz” diyebilenleri çoğaltalım.
Herkes etrafına baksın.
Şaka değil gerçek.
İnsan seçmesini bilelim artık.
Dalkavuklardan silkelenelim.
Karısı, kocasının makamından güç alıp emreden, devlet makamında terör estiren işe alıp işten atanlardan kurtaralım siyaseti.
Sevgiyle Kalın
Dilek hanım sizin hepimizin sesi olmanız çok güzel içimizde söylemek isteyip TE dile getiremedigimiz hayatın gerçeği ve sıkıntısı ağzınıza yüreğinize sağlık
Güzel günler göreceğiz… Güneşli günler…
Ben kavramını ele almak lazım.
Var oluş sebebimizden tutunda ekmek kavgamıza kadar iyice incelemeli insan önce kendini.
Rahat olalım bize kimse dokunmasın isteriz ama bizler dokunmak eleştirmek ayağını kaydırmaya çalışmaktan vazgeçmeyiz.
Kötüyüz vesselam
Son zamanlarda içimi deşiyorum gördüklerim karşısında endişeye düşüp üstünü kapatıyorum.
Ben birey olarak kendimi düzeltme iyileştirme konusunu ele alıyorum ve her geçen gün de bir gerçeğimle yüzleşeceğim.
Sevgili Dilek, kalemine sağlık her defasında hem içe hem dışa dokunarak bütünü sallıyorsun kalemin yüreğin dert görmesin.
Saygı ve sevgimle…