Hastane sınıfında yatak başı eğitim
Sağlık sorunları nedeniyle hastanede kalmak zorunda olan çocukların eğitim hayatının sekteye uğramaması için kurulan hastane sınıfları, 22 ilde 51 hastanede eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Bu sınıflarda kronik hastalığı bulunan çocukların yanı sıra depremzede çocuklar da yer alıyor. Hastanede sınıfa gidemeyecek durumdaki öğrencilerin ise öğretmen başucuna gidiyor ve yatakta eğitim veriyor. Hastanede depremzede yakını olan refakatçi öğrenciler de ders alabiliyor.
Hastane sınıfında yatak başı eğitim
Sağlık sorunları nedeniyle hastanede kalmak zorunda olan çocukların eğitim hayatının sekteye uğramaması için kurulan hastane sınıfları, 22 ilde 51 hastanede eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Bu sınıflarda kronik hastalığı bulunan çocukların yanı sıra depremzede çocuklar da yer alıyor. Hastanede sınıfa gidemeyecek durumdaki öğrencilerin ise öğretmen başucuna gidiyor ve yatakta eğitim veriyor. Hastanede depremzede yakını olan refakatçi öğrenciler de ders alabiliyor.
İstanbul’da 15 hastane sınıfı bulunuyor ve 87 öğretmen gönüllü olarak çalışıyor. Birinci dönem 483 öğrencinin eğitim faaliyetlerine katıldığı İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Türkiye’deki en büyük hastane sınıfına sahip. Günlük 65 ile 85 arasında öğrenci derse katılıyor, hastanenin 12’nci katına kurulan sınıflarda 19 öğretmen ders veriyor.
Fadime Çoban ve Caner Konak ÇOCUĞA GÖRE PROGRAM HAZIRLANIYOR DEPREMZEDELERE YATAK BAŞI EĞİTİM ÖĞRETMENLİK BURADA OKULDAKİNDEN ÇOK FARKLI GÖREV YAPTIĞIM EN GÜZEL YER HER İLE hastane sınıfı
İstanbul Bahçelievler Kuleli Ortaokulunda görev yaparken gönüllü olarak Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ndeki hastane sınıfında çalışmaya başlayan sosyal bilgiler öğretmeni Caner Konak şunları söyledi:
“Her bir öğretmen günde ortalama 6 çocuk hastayla ders işliyor. 40 dakikalık bu dersler çocuğumuzun durumuna göre belirleniyor. Servislere yatan hasta olarak gelen öğrencilerin listesini günlük alıyoruz. Çünkü öğrenci sayımız çocuk hastaların sağlık durumlarına göre değişkenlik gösteriyor. Daha sonra odalarına gidip kendimizi tanıtıyoruz. Ailenin ve doktorun onayı olursa çalışmaya başlayıp önce ders programı oluşturuyoruz. Bu öğrencilerimizden lise ya da üniversiteye giriş için sınava hazırlananları ağırlıklı olarak branş öğretmenlerimiz, uygun kaynaklarla ve belirledikleri ders programıyla sınava hazırlıyor. Eksiklerini bazen öğretmenleriyle konuşup öğreniyoruz bazen de kendi gözlemlerimizle çocukla konuşarak ilerliyoruz.
Farklı illerden depremzede öğrencilerimiz de var. Onlardan sağlık durumu elverişli olanlara eğitim ve psikolojik desteği yatak başı eğitimlerle sunuyoruz. Buraya gelen depremzede öğrencilerden tedavi görmek amacıyla gelenlerin dışında, tedavi gören yakınlarının yanında gelen öğrencilerimiz de oluyor. Tedavi görmüyorsa eğitimden mahrum bırakmamak için farklı bloklarda bulunsalar da mutlaka yanlarına gidiyoruz ve orada derslerimizi sürdürüyoruz.
Hastane sınıfında çalışan öğretmenlerin hepsi gönüllü çalışıyor. Burada öğretmenlik yapmak okuldan çok farklı. Okulda çocukları susturmaya çalışırken burada daha çok konuşturmaya çalışıyoruz. Çünkü burada kronik hastalığı olan çocukların psikolojisine de katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Uzun süreli hastalığı olup, yaşı ilerlese de okuldan geri kalmış çocuklarımızla da yakından ilgileniyoruz.
Necmettin Erbakan Anadolu Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapıp gönüllü olarak hastane sınıfında görevine devam eden Fadime Çoban ise şöyle konuştu: “Buradaki çocuklarla güzel bir bağ kuruyorsunuz sonra hikâye bazen iyi bazen kötü bitiyor. Yerine iyileşmeyi bekleyen başka bir çocuğumuz geliyor. Okulun aksine öğrencilerle sürekli bir ilişkimiz olmasa da görev yaptığım en güzel yer burası çünkü bir sağlık sorunuyla boğuşup bununla baş etmeye çalışan bir çocuğun bir anda yanında beliriveriyorsunuz ve adı ders gibi görünse de ona destek için oradasınız. Çocukların odasında bizi dört gözle beklediğini hissediyoruz. Öğretmen yatağın başında tutunacağı bir dal gibi oluyor. Sürekli bir eğitim olmadığı için kısa sürede en etkili olabileceğimiz şekilde ders planlaması yapıyoruz. Müfredatı öğrenciye göre biz belirliyoruz aslında.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ocak ayında yaptığı duyuruda çocukların eğitime her şartta devam edebilmesi için 81 ile hastane sınıfı kurulacağını açıklamıştı. Bakan Özer açıklamasında; “Bu bağlamda sağlık problemleri nedeniyle sağlık kuruluşlarında yatarak tedavi gören zorunlu öğrenim çağındaki çocuklarımızın ayağına eğitim hizmeti götürüyoruz” demişti.