“Artık tek sıkıntımız iklim değil”

“Artık tek meselemiz iklim değil”
Geçtiğimiz pazar günü başlayan COP27’de, 18 Kasım’a kadar iklim değişikliği tesirlerinin yanı sıra jeopolitik çatışmalarla birlikte karşılaşılan güç, besin, su ve ömür maliyeti alanındaki krizler ele alınacak. Bu yıl birinci sefer konferansta besin kesimi için de başka bir başlık açılırken; öne çıkan gündem unsurlarından biri de ülkelerin emisyon azaltım gayelerini güncellemesi gerekliliği olacak.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Kontratı 27. Taraflar Konferansı (COP27), geçtiğimiz pazar günü Mısır’da başladı. 18 Kasım’a kadar sürecek konferansa dünyanın önde gelen önderleri de katılacak. Paris Anlaşması’nın çıktılarını hayata geçirmeyi amaçlayan tertipte, iklim değişikliği tesirlerinin yanı sıra dünya çapında milyonlarca insanın maruz kaldığı jeopolitik çatışmalarla birlikte karşılaşılan güç, besin, su ve hayat maliyeti alanındaki krizler de ele alınacak.

Konferansın açılışında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı ve COP27 Lideri Sameh Shoukry, dünyanın dikkatini su, besin, sıhhat ve güç güvenliğine çekmeyi hedeflediklerini söyleyerek, “Çok taraflı jeopolitik ve mali krizler zorlayıcılığını sürdürürken, iklim değişikliğinin yol açtığı felaketler sıklaşıyor” dedi. BM İklim Değişikliği Yönetici Sekreteri Simon Stiell ise dünyanın her yerinde, herkesin iklim krizini önlemek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğini söyledi.

‘BAĞIMLILIK KRİZLERİ DEVAM ETTİRECEK’

Küresel besin zincirinin gelişmesinde kâr hedefi gütmeyen kuruluşlardan biri olan Edible Planet’in Kurucusu Sharon Cittone, “COP27’de bu yıl nihayet sera gazı emisyonlarının yüzde 35’inden sorumlu olan ve global işgücünün yüzde 40’ını istihdam eden besin dalı de yer aldı. Gerçek bir besin krizinin ortasındayız. Yiyeceğimizin üçte birini boşa harcıyoruz. Tüketicilerin besine gerçek fiyatıyla ulaşmasını sağlamalıyız. Nerede yaşarsak yaşayalım diğerlerine bağımlı olmaya devam edersek emsal krizler devam edecek. Besin teknolojisine, yeşil teknolojiye yapılan yatırımlar bir tahlil olabilir lakin gerçek bir tesir için siyasetleri ve şirketlerin zihniyetlerini değiştirmeleri gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.

Arizona State University’den Prof. Kelly Bricker da turizm bölümüyle ilgili, “Sürdürülebilir bir turizm için sağlıklı bir etraf oluşturmamız gerekiyor. Sürdürülebilir turizmin git gide daha ön planda olduğu destinasyonların artmasını ve garanti altına alınmasını umuyorum. COP27’de bence ana bahis turizm açısından da yenilenebilir güç ve İklim Değişikliği tesirlerinin azaltılması olmalı. Gezegenimizin yüzleştiği en berbat sorunlar düşünüldüğünde, iklim krizi doruktaki yerini koruyor ve öbür tüm yapıları etkiliyor” açıklamasını yaptı.

DÜNYA EKONOMİK FORUMU’NDAN UMUTLU OLMAK İÇİN 5 NEDEN:

– Pak güç üretimi artışta.

– Yenilenebilir güç yatırımları yükseliyor.

– Net sıfır maksatlarına ulaşmak düşünüldüğü kadar kıymetli değil.

– Tarımda otonom araçlar sürdürülebilir üretimi artırıyor.

– Biyoteknoloji sürdürülebilirlik meselelerine tahlil getiriyor.

‘TÜRKİYE GEÇ KALMAMALI’

Konferansta en değerli gündem unsurlarından birinin ülkelerin emisyon azaltım amaçlarını güncellemesi gerekliliği olacak. Paris Anlaşması’na resmen taraf olan Türkiye’nin de sera gazı emisyonu azaltım amacını revize etmesi gerektiğine dikkat çekilirken; Sürdürülebilir İktisat ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFIA) Yöneticisi Bengisu Özenç, “Türkiye’nin bu yıl vereceği güçlü iklim amacı her şeyden evvel Türkiye’nin 2053 net-sıfır amacı konusundaki tezini muhafazasını ve global iklim diplomasisi içerisinde kendine daha güçlü bir yer edinmesini sağlayacaktır. Güç kriziyle gayret eden iktisatların bu tarafta adım attığını, güç dönüşümünü enflasyonla uğraşın de merkezine aldığını görüyoruz. Türkiye bu alandaki fırsatları yakalamakta geç kalmamalı”dedi. Türkiye’nin 2053 net sıfır gayesine ulaşabilmesi için 2030’da en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı, yani şimdiki emisyon ölçüsünden azaltım hedeflemesi gerekiyor.

GIDA BİRİNCİ KERE COP’TA

2022 Global Besin Krizleri Raporu’na nazaran, geçtiğimiz yıl 53 ülkede, 193 milyon insan bir besin kriziyle ya da sağlam besine erişememe problemiyle karşı karşıya kaldı. Savaşla birlikte gündemden düşmeyen besin krizi de birinci kez konferansta kendine yer buldu. Aktiflik kapsamında besine ait problemlerin ve bu sıkıntılara tahlil tekliflerinin ele alınması bekleniyor. Sharon Cittone besin krizine tahlil önerisi olarak yaptığı değerlendirmede, “Ekili alanların daha sağlıklı hale getirilmesi, üretim tekniklerini ve mahsulleri çeşitlendirmek, daha şeffaf tedarik zincirleri ve insanları sürdürülebilir seçimler yapmaları konusunda çalışmamız gerekiyor” dedi.