“2050’de Türkiye’de yeşil hidrojen üretimi ve ihracatı mümkün”

“2050’de Türkiye’de yeşil hidrojen üretimi ve ihracatı mümkün”
Bloomberg HT yayınına katılan OECD  Eski Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Mithat Rende, “Alman güç ajansının bir Türk şirketle hazırladıkları rapora nazaran, 2050 yılına kadar yaklaşık 75 milyar-120 milyar dolarlık bir yatırımla önemli ölçüde yeşil…

OECD Eski Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi Mithat Rende Bloomberg HT yayına katılarak güçte arz güvenliği, üretimi ve ihracatına ait değerlendirmelerde bulundu.

Almanya’nın güç güvenliğini geliştirme kapsamında Türkiye’den hidrojen ithal etme fikri olduğunu aktaran Rende, “Bunun içinde Alman güç ajansının bir Türk şirketle birlikte hazırladıkları bir rapor var; buna nazaran 2050 yılına kadar yaklaşık 75 milyar-120 milyar dolar ortasında bir harcama yapılırsa bu da her yıl 4 milyar dolarlık bir yatırım demektir. O vakit önemli ölçüde yeşil hidrojenin üretiminin Türkiye’de yapılabilineceği ve bir kısmının de Almanya’ya ihraç edilebileceğini görüyoruz. Bu da Türkiye’nin iklim taahütlerini karşılaması konusunda kıymetli bir potansiyel” sözlerini kullandı.

Doları erezyona uğratma çabası

Enerji piyasalarında bir de rezerv para olan doları erezyona uğratma gayretleri olduğunu lisana getiren Rende, bilhassa doğalgaz ticaretini ruble ve yuan üzerinden yapılması üzerine mutabakata vardıklarını lisana getirdi. 2025 yılından itibaren Suudi Arabistan ve Çin de kendi paralarınla güç alışverişini yapacaklarını hatırlatan Rende, “Çin bundan evvel petrolünün yüzde 18’ini Suudi Arabistan’dan sağlıyordu ancak artık uygun fiyatlarla Rusya’dan alacak, bu yüzden de Arabistan pazar hissesini kaybetmek istemiyor” diye konuştu.

Akkuyu’da bu yıl elektrik üretimi mümkün olabilir

Şimdi tekrar dünyada nükleer güçte bir canlanma görüldüğünü aktaran Rende, “Türkiye’nin sağlıklı bir güç sepeti için nükleerin bu sepette yüzde 10 oranında olması öngörülüyor. Tabi bunun içinde Rusların inşaatını yaptığı Akkuyu Nükleer Santrali kıymetli bunun yanında öteki tesislerinde kuruluyor olması gerekiyor Türkiye’de. Akkuyu’nun birinci ünitesinin aslında 2018’de faaliyete girmesi gerekiyordu, tabi gecikmeler yaşandı. 2023 yılında da birinci reaktörün devreye girmesi lazım. Artık nükleer yakıt doldurma vesilesiyle bir merasim olacak. Bu tabi nükleer gücün faaliyete geçmesi değil, yalnızca yakıt doldurma işidir. Tabi nükleerin faaliyete geçmesi elektrik üretmesi demektir bunu da inşallah yıl içinde görebiliriz.

Ülkenin bulunduğu bölgenin çok kırılgan olduğunu, iklim krizi açısından ve büyük bir kuraklık ve su kıtlığı beklendiğini lisana getiren Rende, “Bizim öbür bir sıkıntımızda hudutları aşan sularımızın olması yani Fırat, Dicle, Çoruh, Meriç, Asi bütün bunlar hududu aşan sular. Bu suları kullanırken çok ihtimamlı olmamız lazım, zira aşağıdaki Ülkeler de bu sulardan faydalanacak. Halkımızı da bu mevzuda bilinçlendirmemiz gerekiyor. Su kullanımı büyük değer arz ediyor” diye konuştu.