Cengiz Erçağ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kıbrıs
  4. Nostalji deyip geçemem çocukluğumuzda sevgi vardı saygı vardı ve de mutluyduk”

Nostalji deyip geçemem çocukluğumuzda sevgi vardı saygı vardı ve de mutluyduk”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Lefkoşa sokakları vardı eskiden, çocukluğumuzun geçtiği o güzelim sokaklar.

Mahalle aralarında oyunlar oynadığımız, arkadaşlarımızla hava kararana ve annelerimizin bizi çağıran sesini duyuncaya kadar dışarıda kaldığımız sokaklar.

Yaz geceleri dondurma satılan, yasemin,ful ve gece tüten çiçeklerinin etrafı sarıp sarmaladığı kokularının soluklandığı mekanlar.

Kış gecelerinde de sıcak salep satılırdı yine aynı sokaklarda.

Ne güzel yıllardı, savaş öncesiydi komşuluklar vardı, insanların geliri düşüktü çünkü herkes eşit olarak ayni maaşı alırdı o yıllarda. Üç beş zengin vardı elbet, ancak kimse onlara özenmez herkes halinden memnun yaşardı, yada yaşamak zorundaydı..

Dostluklar gerçek, arkadaşlıklar ölümüne güzeldi o yıllarda.

Bir çok evde su yoktu şimdiki gibi, mahallede çeşme vardı herkes tenekelerle suyunu ordan doldurur evinin ihtiyacını karşılardı, en azından surlar içinde böyleydi.

Çünkü zorunlu göçmenlik vardı, evini barkını bırakıp kaçmak zorunda kalmıştı birçok insan.

Zor günlerdi ama mutluydu insanlar, çocuklar mutluydu.

Yokluk vardı, oyuncağımız yoktu mesela ama üzülmezdik durur kendimiz yapardık oyuncaklarımızı, yaratıcılık vardı.

Yerden toplama küçük taşlar ile “Beş Taş” oynardık, Lastik atlama oynardı mahallenin kızları, ortak oyunlarımız sadece İp atlamaydı.

Lingiri erkek oyunuydu mesela, topaç çevirme, pirili, uzun eşek. Tahta ve bisiklet lastiklerinden tüfeklerimiz olurdu lastikle vurulan yanar oyun dışı kalırdı.

Tek kale maçlar olurdu mutlaka, topu getiren illaki takımı da kurardı.

En zevkli oyunlardan bir de yakan toptu, gerçekten de top sırtınıza vurduğunda yanardınız.

Kuş lastiği taşımayana erkek denmezdi o yıllarda. Çok tehlikeliydi ancak sadece kuş avlamada kullanılırdı.

Şimdi bu yazdıklarımı eminim yeni nesil anlamaz, oyun isimleri için kullandığım kelimelerin ne olduğunu birçoğu bilmez mesela.

Olsun bizim nesil okuduğunda kesin anlayacaktır.

Terbiyeli birbirine saygılı çocuklardık, büyüklerimizi gördüğümüzde utanır mutlaka saklanırdık. Kazara sokaktan geçen bir öğretmenimizi görsek korkudan mı saygıdan mı bilinmez yüzümüz kızarır göz göze gelemezdik.

Öyle şimdiki nesil gibi yırtık, özgüveni yüksek çocuklar değildik bizler.

Aileden zorunlu disiplin vardı o yıllarda, bazen babamın bir bakışı yeterdi susmak ve toparlanmak için.

Bugün yitirilen bir çok değerimiz o zamanlar yaşama düzenimizdi.

İyi komşuluk esastı o yıllarda, kim zordaysa ona yardıma koşulur nemelazımcılık nedir bilinmezdi.

Ayda bir Türkçe filim vardı televizyonda, kimin evinde televizyon varsa ona misafirliğe gidilir keyifle filim izlenirdi.

Ne güzel yıllardı gerçekten, evlerde buzluk yoktu suyu çeşmeden içerdik ama hiç de hastalanmazdık.

Paylaşmanın güzelliğini daha o yıllarda öğrendik, zaten başka çare de yoktu paylaşmayı bilmek zorundaydık.

Kapılar pencereler açık yatırdı herkes, inaması güç ama malesef öyleydi.

Hırsızlık olmaz, cinayet nedir bilmezdik o yıllarda, zaten olursa da ülkede infial olur herkes şoklarını yaşardı.

Nerden aklıma geldi birden çocukluğumuzu özledim sanırım.

Çocukluk yıllarımızı mı yoksa çocukken yaşadığımız ve biriktirdiğimiz o güzel anıları mı bilinmez ama özledik işte..

Bugün de böyle olsun bazen de nostalji.!!

Sağlıkla Kalın..

 

 

 

Nostalji deyip geçemem çocukluğumuzda sevgi vardı saygı vardı ve de mutluyduk”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir