Yarım asırlık sır nihayet çözüldü… ’48 yıldan sonra artık ismini söyleyebiliyoruz’

Yarım asırlık sır nihayet çözüldü… ’48 yıldan sonra artık ismini söyleyebiliyoruz’
ABD’de 1974 yılının sıcak bir yaz günü bir plajda bir bayanın cansız vücudu bulundu. Polisin elinde bayanın kimliğini tespit etmeye yarayacak hiçbir ipucu yoktu. Bu gizem neredeyse 50 yıl boyunca devam etti. Bayanın kim olduğuna dair birçok teori ortaya atıldı. Gerçek ise lakin DNA teknolojisinin gelişmesiyle açığa çıktı. İşte tüm detaylar…

ABD’nin Massachusetts eyaleti, 26 Temmuz 1974 günü çok vahim bir olaya sahne oldu.

13 yaşındaki bir kız çocuğu bölgenin önde gelen tatil yörelerinden Cod Burnu’ndaki Provincetown kasabasının plajında bir bayan cesedi buldu.

Yapılan incelemede, bir plaj havlusu üzerinde yatmakta olan bayanın birkaç hafta evvel öldürülmüş olduğu tespit edildi.

Provincetown Emniyet Müdürlüğü’nün oluşturduğu özel internet sitesinde yer alan bilgilere nazaran, ceset havlunun ortasında değil, güya yanında biri daha varmışçasına bir yarısında yatıyordu. Üzerinde giysileri yoktu Keskin olmayan bir cisimle başına aldığı darbe sonucu, kafatasının sol tarafı içeri göçmüştü. Mevt nedeni de bu darbe üzere görünüyordu.

Kadının bedeninin çeşitli yerlerinde derin kesikler vardı. Düzgünce katlanmış bir kot pantolon üzerine yerleştirilmiş başı neredeyse bedeninden ayrılmak üzereydi. En değerlisi de katili ya da katilleri, ellerini kesip öbür bir yere atmıştı.

Olay yerinde ne bir cinayet silahı bulunabildi ne de bayanın kimliğinin tespiti için kullanılabilecek bir evrak… Dahası elleri kesilmiş olduğundan parmak izi tahlili bile yapılamıyordu ki zati muhtemelen bu caniliğin sebebi en başından beri buydu. Bir öbür deyişle katil emeline ulaşmış üzere görünüyordu.

Çaresiz kalan polisin açıklamalarında ve medyada çıkan haberlerde bayan, “Kumulların Hanımı” manasına gelen “The Lady of the Dunes” unvanıyla anılmaya başladı.

“EN ESKİ KİMLİĞİ BELGİSİZ CİNAYET KURBANI”

Aradan neredeyse yarım asır vakit geçti. Lakin “Kumulların Hanımı” hiç unutulmadı. Hem mahallî polis hem de FBI, bu bayanın kim olduğunu ve akıbetini belirlemek için ellerine geçen tüm imkânları kullandı. Hatta 2000 yılında Kumulların Hanımı’nın mezarı açılarak DNA örnekleri alındı.

Nihayet DNA teknolojisinin gelişmesi ve güvenlik güçlerinin soruşturmalarında kritik bir araç haline gelmesi, Kumulların Hanımı’nın kimliğinin de bulunmasını sağladı.

FBI’ın Boston ofisinde vazife yapan Özel Casus Joseph Bonavolonta, 31 Ekim günü düzenlediği basın toplantısında bayanın Tennessee eyaleti nüfusuna kayıtlı 37 yaşındaki Ruth Marie Terry olduğunu açıkladı.

Terry’nin Massachusetts eyaletinin “en eski kimliği meçhul cinayet kurbanı” olduğu vurgulandı.

“Bu çok hunharca bir ölümdü. 48 yıl boyunca Massachusetts Eyalet Polisi’nden ve Provincetown Emniyet Müdürlüğü’nden dedektifler, çeşitli yollarla yılmadan yorulmadan kurbanın kimliğini aradı. O bölgede yaşayanlarla görüştüler, binlerce kayıp aranıyor başvurusunu değerlendirdiler, kilden yüz maskeleri hazırlattılar ve bilgisayarlı gençleştirme tekniklerini kullandılar” diye konuşan Bonavolonta, nihayet DNA örnekleriyle tarihî kayıtların karşılaştırılması sonucunda sorunun yanıtına ulaştıklarını söyledi.

Bonavolonta şöyle devam etti: “Kolluk güçlerinin kullandığı metotlardan biri araştırmacı geneoloji ve DNA tahliliyle klasik geneoloji araştırmalarını ve tarihi kayıtları bir ortaya getiriyor. Bu sayede çözülememiş hatalara dair ipuçları elde ediliyor. Geçtiğimiz hafta FBI olarak bu ünlü faili meçhulün geneolojik değerlendirmesi sonucunda Kumulların Hanımı’nın Ruth olduğunu teyit ettik.”

NEDEN MASSACHUSETTS’TE OLDUĞU DA BİLİNMİYOR

Açıklamada 1936 yılında dünyaya gelmiş olan Terry’nin bir evlat, bir kız kardeş, bir eş, bir teyze ve bir anne olduğu belirtilirken Tennessee’de yaşadığı fakat California, Massachusetts ve Michigan’da da akrabaları olduğu da vurgulandı.

Massachusetts Eyalet Polisi’nden Albay Christopher Mason da bu inanılmaz gelişmenin basın toplantısından birkaç saat evvel Terry’nin ailesine bildirildiğini belirterek, “Ruth’un onu seven bir ailesi ve arkadaşları olduğunu biliyoruz. Bu gelişmenin onlar için kolay olmadığının farkındayız” dedi.

Mason, “Elbette, Ruth’la temas halinde geçirdikleri vakit boyunca tanıdıkları, sevdikleri ve önemsedikleri çocuğun, genç kızın ve bayanın başına bu türlü bir şey geleceğini asla öngörememişlerdi” sözlerini kullandı.

Massachusetts Savcısı Josh Levy de Kumulların Hanımı’nın kimliğinin tespit edilmesini “polisin ve kolluk kuvvetlerinin yorulmak bilmez ve istisnai eforunun bir eseri” olduğunu söyledi.

Polis, Terry’nin neden Tennessee’den Massachusetts’e gittiğini ya da öldüğü sıradaki tanıdıklarının kim olduğunu şimdi bulabilmiş değil. Fakat kimliğinin tespit edilmesi Kumulların Hanımı’nın kim tarafından ve ne sebeple öldürüldüğüne ait bilmecenin tahlilinde değerli bir dönüm noktası kabul ediliyor.

Mason, “48 yıl sonra bugün artık ismini söyleyebiliyoruz” dedi ve ekledi: “Şimdi bize düşen Bayan Terry’nin hayatına dair her şeyi hassasiyetle ve metodik bir çalışmayla ortaya çıkarmak: Ne yaptı, nereye gitti, kimlerle görüştü? Bütün bu soruların karşılıklarının ve ortaya çıkacak vakit çizelgesinin bizi katiline götüreceğine inanıyoruz.”

Terry’nin neden Tennessee’den Massachusetts’e geldiği muhakkak değil.

Terry’nin neden Tennessee’den Massachusetts’e geldiği aşikâr değil.

Özel Casus Bonavolonta ise şunları söyledi:

“Bu fecî cinayetin kurbanının Ruth olduğunu ortaya çıkarmış olmamız, ailesinin acısını hafifletmiyor. Bu acıyı hafifletebilecek hiçbir şey yok. Lakin umuyoruz ki biz Ruth’un katili ararken onlar da kimi sorulara karşılık verebilecekler.”

Mason, Terry’ninki üzere faili meçhul cinayetlerin, polislerin kâbusu haline gelebileceğini belirterek, “Kariyerlerinin sonuna gelmiş birçok polis dedektifini bir türlü rahat bırakmayan tahlilsiz evraklar vardır. Bu belgeler polisleri bazen günlerin, bazen de yıllar hatta on yıllar boyunca meşgul edebilir. Bu dava da jenerasyonlar boyunca Provincetown polis memurlarını ve Massachusetts eyalet polislerini meşgul etti” diye konuştu.

JAWS’IN FİGÜRANI DA DİYEN OLDU WHITEY İLE İRTİBATLANDIRAN DA…

Kumulların Hanımı’na ait merak da hiç vakit eksilmedi. Yıllar içinde kurbanın ve katilin kimliğine dair birçok teori ortaya atıldı. Bunların en başında bayanın, çekimleri 1974 yılının yaz aylarında yakınlardaki bir ada olan Martha’s Vineyard’da gerçekleşen “Jaws” sinemasının figüranlarından biri olduğu geliyordu.

Hafta başındaki basın toplantısı sırasında bu teori bir gazeteci tarafından Bonavolonta’ya soruldu fakat net bir cevap gelmedi.

Terry’nin en dikkat cazibeli özelliklerinden biri ağzındaki dişlerin değerli bir kısmının yapılı, birkaçının da eksik olmasıydı. Diş çekme o yıllarda Boston ve etrafında terör estiren ünlü mafya babası James “Whitey” Bulger’la özdeşleşmişti. Bu durum bayanla Whitey ortasında bir ilişki olabileceği spekülasyonlarına da yol açtı.

Yapılan açıklamada Terry’nin kimlik tespitinin soruşturmada “sonun başlangıcı dahi olmadığı” vurgulanarak Terry’nin katili şu an 60’larında ya da 70’lerinde olabileceği belirtildi.

KATİLİN HALA HAYATTA OLDUĞU VAR SAYILIYOR

Burun ve Adalar Bölge Savcısı Michael O’Keefe katilin profiline ait şunları söyledi:

“Eğer Ruth Marie 1974 yılında saldırganıyla karşılaşmamış olmasaydı, bugün 86 yaşında olacaktı. Cinayetten sorumlu kişi o sırada 20’lerinde ya da 30’larındaysa bugün 60’larının sonunda ya da 70’lerinde olması gerekir. Yaşı biraz daha ileriyse ölmüş de olabilir. Lakin biz hayatta olduğunu varsayacağız ve bu kişiyi adaletin karşısına çıkarmak için her türlü ipucunu, her türlü kanıtı kovalayacağız.”

Güvenlik vazifelileri bu noktada soruşturmanın bir sonraki basamağa geçebilmesi için kamuoyundan yardım istedi. FBI’ın Bilgi Talep afişi güncellenirken Terry’i tanıyan vatandaşların yardımının çok kıymetli olduğunun altı çizildi.

FBI’ın paylaştığı yeni afişte, Terry’nin cesedinin bulunmasından birkaç hafta evvel başına aldığı bir darbe sonucu hayatını kaybettiği, kafatasının sol tarafının içeri göçmüş olduğu ve olay yerinde bir silah bulunamadığı üzere ayrıntılar yer aldı.

Bonavolonta, Terry’nin başına ne geldiğini bulmadan belgeyi kapatmayacaklarını söz ederek, “Buradan tüm katillere, tecavüzcülere ve saldırganlara sesleniyorum. FBI ve tüm kolluk kuvvetleri olarak durmayacağız. Tahlile ulaşmak yıllarımızı hatta birtakım hadiselerde on yıllarımızı alabilir. Lakin kararlıyız. Kurbanlar ve aileleri için adalet arayışımızda geri adım atmayacağız” diye konuştu.