SON DAKİKA
“Ercan Havalimanı, Ramazan Bayramı Süresince 749 Uçağa ve Binlerce Yolcuya Hizmet Verecek”
30 Ocak Döviz Kurları – KIBRIS HABER
Güzellik ve SPA Merkezinde, sauna odası alev aldı! – KIBRIS HABER
Tabipler Birliği, Çalışma Bakanlığı’nı eleştirdi! – KIBRIS HABER
15 yaşındaki kızı taciz etmişti, işine son verildi! – KIBRIS HABER
Birçok noktada sel baskını yaşayacağız! – KIBRIS HABER
Ufuk Tomson mezarı başında anıldı! – KIBRIS HABER
Borsa’da yükseliş – KIBRIS HABER
29 Ocak Petrol Fiyatı – KIBRIS HABER
THY uçağına yıldırım isabet etti! – KIBRIS HABER
Sterlin 39’a dayandı! – KIBRIS HABER
Özersay, Rum lideri Hristodulides’i eleştirdi! – KIBRIS HABER
KKTC’yi soğuk ve karlı bir hafta bekliyor! – KIBRIS HABER
Rauf Raif Denktaş 100 yaşında! – KIBRIS HABER
Rum Yönetiminden Kıbrıslı Türklere yönelik 14 maddelik paket! – KIBRIS HABER
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığından önemli duyuru! – KIBRIS HABER
Kuaför, 15 yaşındaki kızı taciz etti! – KIBRIS HABER
Temizlediği evleri soydu! – KIBRIS HABER
Kasaplar Birliği eylem yaptı! – KIBRIS HABER
Bakanlar Kurulu toplandı! Gözler görüşme sonrası yapılacak açıklamaya çevrildi – KIBRIS HABER
Beyköy Tatbikat alanında atış yapılacak! – KIBRIS HABER
Oğuz: İstatistik Kurumu’nun açıkladığı nüfusu muteber kabul etmeliyiz 
Soğuk ve yağmurlu hava etkili oluyor
İskele’de olaylı gün
Meteoroloji kurumları arasındaki işbirliği arttırılacak
III. Kıbrıs Türk Gençlik Kongresi: Enflasyona sebep olan faktörler kamu yükü ve vergilerdir
‘Olmazsa olmaz’ Herkes hasta… Uzman isim uyardı! Üçlü virüs salgınıyla mücadele için…
Instagram takip isteklerinde yeni dönem! Yorum yağdı… “CV de gönderelim tam olsun”
Ülkede 2014 yılından bu yana kaçak yaşayan zanlılar, cezaevine gönderildi.
Burak Maviş: Yasanın süresi bitiyor, deprem fonundaki para nerede bekletilecek?

Ukrayna’da yeni hayat: Yeraltı şehirleri! ‘Artık bir aile gibiyiz’

Ukrayna’da yeni hayat: Yeraltı şehirleri! ‘Artık bir aile gibiyiz’Çatışmaların devam ettiği Kharkiv’de insani kriz her geçen gün daha da …

Ukrayna’da yeni hayat: Yeraltı şehirleri! ‘Artık bir aile gibiyiz’
Akacan The Mall
05.04.2022 00:06
0
A+
A-

Ukrayna’da yeni hayat: Yeraltı şehirleri! ‘Artık bir aile gibiyiz’
Çatışmaların devam ettiği Kharkiv’de insani kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Güvenliğin kalmadığı şehirde, iki ateş arasında hayatlarını sürdürmek zorunda kalan insanlar metro istasyonlarını yer altı şehrine dönüştürdü. İşte dayanışma ruhunun yaşandığı ve herkesin birbirini aile olarak gördüğü yeraltı şehrinin sakinleri…

Ukrayna’da devam eden savaşta insani kriz gün geçtikçe büyüyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Ukraynalı’nın aksine, kentlerini terk etmeyen veya edemeyen şehir sakinleri metro istasyonlarında oluşturdukları yeraltı şehirlerinde hayatlarını sürdürüyor.

Üç hattan ibaret olan ve 376 kilometre uzunluğundaki Kharkiv metrosunu bir tür yeraltı şehrine dönüştüren kent sakinleri, haftalardır güneş ışığına de hasret.

Akacan The Mall

Temiz hava için nadir olarak dışarıya çıkan kent sakini, loş ve karanlık ortamda savaşın ne kadar daha devam edeceğine ilişkin endişeli bir bekleyiş içinde. Yeni duruma alışmaya çalışan, zorlukların üstesinden gelmek için dayanışma ruhunu büyüten insanlar olası bir saldırı durumuna neler yapacakları üzerine planlar da yapıyor.

Ukrayna’nın ikinci büyük şehri Kharkiv’de devam eden saldırılardan kaçanlar metro istasyonlarındaki vagonlarda yaşıyor. Fotoğraf: AP

‘ÇOCUKLAR PATLAMALARDAN KORKTUĞU İÇİN DIŞARI ÇIKMAK İSTEMİYOR’

Kadın, yaşlı ve çocukların yoğunlukta olduğu metro istasyonuna savaşın ilk günlerinde inen 31 yaşındaki Vladlena Igorivna, annesi ve iki küçük oğluyla birlikte uzun süredir metro vagonunun kendilerine ayırdıkları küçük bir alanında yaşıyor.

Kaldıkları vagonun cam kenarına koyduğu çiçeklerini her fırsatta değiştiren, komşularıyla her fırsatta dışarıdaki hayat ilişkin sohbet eden Igorivna ve onun gibi yüzlerce insan, yeraltı yaşamının yıpratıcı etkilerini en aza indirmeye uğraşıyor. Her geçen gün renkli şehirlerine özlem duyarak…

Igorivna, her gün kısa aralıklarla dışarı çıkan insanların ilk günlerde çok zorlandıklarını anlatıyor. Igorivna, oğulları Nazar (6) ve Makar (3) ile güneşe çıktıkları anda gözlerinde yanma hissettiklerini söylüyor.

Bomba ve çatışma sesleri nedeniyle oğullarının dışarı çıktığında büyük bir korku yaşadığını söyleyen Igorivna, “Çocuklar uzakta patlayan bir bomba sesini duyduğunda dahi panikliyor ve tekrar aşağı inmek istiyor” diyor ve şunları ekliyor:

“Onların sağlıklı gelişimi için her gün dışarıda yürümelerini istiyorum ama bunu bir türlü yapamıyoruz. Bir çatışma sesi duyduğumuzda sadece bir an önce eve gitmek istiyorum.”

Saldırı altındaki şehirde yaşamaya çalışanlar, vagonların içerisinde eski yaşantıları ve gelecekleri üzerine uzun sohbetler ediyor. Fotoğraf: AP

METRO İSTASYONLARI NÜKLEER SALDIRILARA KARŞI TASARLANDI

Kharkiv metrosu bu savaştaki en güvenli yerlerden biri. 1975’te Sovyetler Birliği zamanında inşa edilen metro sistemi olası bir nükleer saldırı durumunda sivilleri korumak için tasarlanmış kalın metal kapılara sahip. Bu güvenlik önlemleri nedeniyle, yerin metrelerce altında bulunan metro istasyonları yerel halk için can simidi oldu.

Ülkenin en büyük ikinci şehri olan Kharkiv’de yaşayan 1,4 milyon insanın yarısından fazlası şehirlerini terk etti. Bu haliyle, hayalet bir şehre dönen Kharkiv’in her noktası düşen bombalar nedeniyle harap hale geldi.

‘BURASI BENİM KASABAM VE BEN DE BURANIN ŞERİFİYİM’

Geride kalan bir ayda metro duraklarında hayat o derece renklendi ki, çadırlar ve şilteler her yerde. İstasyonlara çekilen ve kapıları açık halde bırakılan trenler, birçok insanın konaklaması için özel olarak düzenlenmiş.

Eski hayatlarına özlem duyan çocuklar ise tüm olumsuz şartlara rağmen kendilerine oyun alanı yaratmayı başarıyor ve hayatın tüm olumsuzluklara rağmen devam ettiğini kanıtlıyor. Çocukların yeraltı şehrinde en çok sevdikleri oyun ise yürüyen merdivenlerde birbirini kovalamak ve aşağıya kaymak.

Igorivna’nın küçük oğlu Kucha, kardeşinin elini tutarak ve düzeni sağlayan görevlilerden esinlenerek, “Burası küçük bir kasaba gibi ve ben de bu kasabanın şerifiyim” diyor.

Yaklaşık 200 ile 300 kişinin yaşadığı istasyonlarda 50’den fazla çocuk bulunuyor.

‘UZUN ZAMANDIR BİR ARADAYIZ VE ARTIK AİLE GİBİYİZ’

Metroda yaşayan ve sosyal yardım görevlileri, yeraltı şehrinde bir sağlık ocağı, aş evi ve sosyal yardım merkezleri oluşturmuşlar. Halkın moralini yüksek tutmak için çeşitli aktiviteler organize eden görevliler her fırsatta çocuklar için partiler, yetişkinler için ise partiler düzenliyor.

Kilise görevlileri ise erzak yardımlarını kasatmadan sürdürmeye çalışıyor. Yeraltı şehrinin şartlarına alışan insanlar, “Uzun zamandır buradayız ve hepimiz artık büyük bir aile gibi olduk” diyor.

Özellikle çocukların savaştan psikolojik olarak etkilenmemeleri için büyük çaba gösteren sosyal hizmet uzmanı Lubov Mimilova, çocuklar için oyun grupları kurduklarına değiniyor ve devam ediyor:

“Duygularını ifade etmelerini sağlamak çok önemli. Bu şartlar altında onların olabildiğince hayata tutunmalarını sağlamaya çalışıyoruz.”

Güzellik uzmanı Viktoria Gondarova, yeraltı şehrinde insanları mutlu edebilmek için çalışıyor.

GÜZELLİK SALONU BİLE KURDULAR

Halkın moralini yükselmek için çeşitli atölyeler düzenleyen görevliler metro istasyonuna bir güzellik salonu dahi kurmuşlar.

Metro istasyonunun ikinci peronundaki güzellik salonunda çalışan güzellik uzmanı Viktoria Gondarova, “Herkes elinden gelen yardımı sunmak istiyordu. Güzellik uzmanıyım ve ben de neden en iyi bildiğim işle insanları mutlu etmeyeyim diye düşündüm” diyerek mesleğini yer altı şehrinde sürdürmeye başlamış.

Kadınlara savaştan önceki hayatlarını hatırlatmak istediğini söyleyen Gondarova, “Bu onları neşelendirecek bir şey. Böyle zamanlarda herkesin mutlu olmaya ihtiyacı var” ifadesini kullanıyor.

BOMBALARIN ARASINDA KONSER

Ukrayna’nın en büyük ikinci şehrinde düzenlenen kültür-sanat etkinlikleri de savaş nedeniyle yeraltına taşındı.

Her yıl düzenlenen uluslararası klasik müzik festivali “Kharkiv Music Fest” bu yıl düzenlenecek organizasyonun iptal edilmeyeceğini ve yüzlerce insanla birlikte metro istasyonlarında düzenleneceğini duyurdu.

Sanat yönetmeni Vitali Alekseenok, “Müzik birleştirebilir. Şimdi şehirde kalanların bir arada daha güçlü olduğunu göstermek için çalacağız” dedi. Normal koşullarda cumartesi günü düzenlenmesi gereken geçtiğimiz hafta içinde düzenlendi.

“Bombaların asasında konser” başlığını taşıyan etkinlik sabah saatlerinde keman ve çello sesleriyle başladı. Bach, Dvorak ve diğer bestecilerin müziklerinin yanı sıra Ukrayna halk şarkılarının aranjmanları da yer aldı.

Fotoğraf: AP

‘SAHİP OLDUĞUMUZ TÜM GÜZELLİKLERİ YOK ETTİLER’

Eşinden uzun zamandır haber alamayan Igorivna, buradan ayırılmanın ailesi için çok zor ve tehlikeli olduğunu söylüyor. Arabaları ve gidecek hiçbir yerleri olamadığını söyleyen 31 yaşındaki genç kadın, “metro artık bizim yeni şehrimiz” ifadesini kullanıyor.

Igorivna’nın 61 yaşındaki annesi Yelena ise “Biz Kharkiv halkıyız. O kadar güzel bir şehrimiz vardı ki, hayvanat bahçemiz, kiliselerimiz… Sahip olduğumuz tüm güzellikleri yok ettiler” diyor.

Metroda yaşayanlar 24 Şubat sabah saatlerinde yaşadıklarını belki de bir ömür boyunca unutamayacak. Patlamalarla uyandıklarını söyleyen Kharkiv sakinleri, ilk önce savaşın başladığına inanmak istememiş.

Patlamaların yoğunlaşmasının ardından metrolara doluşanların ilk günlerde banklarda ve yerlerde uyuduğunu söyleyen Yelena, bazılarının evlerindeki sığınaklara gittiğini belirtiyor ve devam ediyor:

“Metro istasyonu o kadar doluydu ki, diğerleri giriş katındaki turnikelerin yanında uyumak zorunda kaldı.”

Savaşın başladığı ilk günden bu yana insanlar dış dünyaya çok az bağlantı kuruyor… Fotoğraf: AP

‘ÇOCUKLAR KÖTÜ KOŞULLAR NEDENİYLE HASTALANMAYA BAŞLADI’

İçinde bulundukları savaşın en fazla bir iki gün daha devam edeceğini düşündüklerini söyleyen Igorivna, ilk günlerde oğullarını evlerine döneceklerine inandırmaya çalışıyormuş.

“Başları kucaklarımdaydı ve öğen uyudukları için gece uyumak istemiyorlardı” diyen Igorivna şunları ekliyor:

“Onların geceleri tek başına bırakamayacağım için zorla uyutuyordum. Ardından kötü koşullar nedeniyle hastalanmaya başladılar.”

Gün geçtikçe daha da kötüleşen şartlar nedeniyle akşam saatlerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen metro istasyonlarında, her akşam 18’de kapılar kilitleniyor. Görevliler çocukların ise ailelerinin yanından ayrılmamasını istiyor.

Ama çocukları durdurmak pek kolay değil. Makar ve Nazar, akşam saatlerinde uyandıktan sonra vagon içinde koşuşturarak çevrelerine neşe saçıyor.

Bombardımandan kaçan ve metro istasyonuna sığınan anne ve oğlu… Fotoğraf: AP

TORUNUNUN ÖZLEMİ NEDENİYLE GÖZYAŞI DÖKÜYOR

İstasyonun arkalarında yaşayan 61 yaşındaki Valentina Kryvokolysko ise etrafta koşuşturan Makar’a bağırarak, “Babushka, seni çok seviyorum” diyor ve devam ediyor:

“O kadar pozitif ki ona sahip olduğumuz için çok şanslıyız.”

Ama aniden şehrin uzak köşesinde başka bir sığınakta bulunan 6 yaşındaki torunundan bahsetmeye başladığında göz yaşlarını tutamıyor. Bir zamandır haber alamadığı ailesi ve torunlarının durumlarından endişe duyan 61 yaşındaki yaşlı kadın, “Orada bombardımanın daha yoğun olduğunu duyuyorum” dediğinde yeniden göz yaşlarına engel olamıyor.

Bombardımanın ilk günlerinde metroya sığınan ve ailesinden uzak düşen Kryvokolysko, bir başına kaldığı bu metro istasyonunda yeni tanıştığı insanları ailesi gibi gördüğünü de ekliyor. Yaşlı kadının kederini bir parça azaltan Makar’ın yanı sıra, kedileri “Zefir” ve “Abrikos” da ona yoldaşlık ediyor.

Kedilerini kucağından bırakmayan Kryvokolysko, “Eskiden insanları sevmezlerdi ama artık onlar da uyum sağlamak zorunda kaldı” diyor.

Gözden Kaçmasın

300 binde bir görülen bir hastalıkla doğan Gökdeniz bebeğin hikayesini annesi anlattı: ‘Hayatımın en uzun 3 dakikasıydı’
#BEBEK SAĞLIĞI#ÇOCUK HASTALIKLARI

Takipçisinin attığı mesajla oğlunun hastalığı ortaya çıktı: Saçı taranamıyor
#SAĞLIK#SAÇ SAĞLIĞI

49 yaşındaki Irina Martinova’da savaşın ilk günlerinde eşi ve oğluyla metro istasyonuna sığınmayı başarmış.

Eşinin aynı gün su dağıtım tesisindeki işine geri döndüğünü söyleyen Martinova, “Eşim su ana dağıtım tesisinde üç gün ara vermeden çalışıyor. Buraya geldiğinde ise bütün günü uyuyarak geçiriyor. Birçok insan şehri terk ettiği için su ve elektrik tesislerinde çalışan uzmanların da sayısı azalmış durumda” açıklamasını yapıyor.

“Buranın dışına çıktığında çok endişeleniyorum” diyen Martinova, “Tesiste çalışırken de bir şey olursa mutlaka bodruma gitmesini söylüyorum” diyor.

Saldırılardan kaçan bir anne metroya kurduğu çadırda çocuklarını güvende tutmaya çalışıyor. Fotoğraf: AP

 ‘BU ÖFKE UZUN YILLAR DEVAM EDECEK’

Artık yıkım ve savaşların son bulduğunu düşündüklerini, acılara neden olan savaşların tekrar yaşanmayacağını düşündüklerinde kendilerini yeni bir çatışmanın içinde buldukları için oldukça şaşkınlar.

Rusça konuşulan bir şehir olan Kharkiv’de hiçbir zaman Ruslara ve Rusçaya karşı bir antipatinin bulunmadığını söyleyen kadınlar, “Kimse sana Rusça hakkında kötü bir söz söylemezdi. Biz dilimizi seviyoruz ama bugün bizden nefret ettiklerini gördüğümüzde buna bir anlam veremiyoruz” dedi.

Yaşanan savaşa sebep olanlara karşı “Nefret hissediyorum” diyen 49 yaşındaki kadın, “İnsanlara nefret duymuyorum ama bizim başımıza bunları getiren ‘düşmana’ karşı güçlü bir nefret duyuyorum. Bu öfke uzun yıllar devam edecek” ifadesini kullanıyor.

‘EŞİM GELMEDEN HİÇBİR YERE GİDEMEM’

Metro’da sürekli bir tahliye durumu da söz konusu. Özellikle, ayarlanan araçlarla çocuklu aileleri tahliye etmeye öncelik veren yetkililer boşalan yerlere de binaların sığınaklarında kalan insanları yerleştiriyor.

25 yaşındaki Alina Biloshytska da metroya yeni taşınanlar arasında. Savaş başlamadan önce bir şirkette sosyal medya uzmanı olarak çalışmaya başlayan genç kadın cepheye giden kocasından haber almaya çalışıyor.

Metro bankında oturan ve elindeki tığ işiyle uğraşan Biloshytska, “Eşim gelmeden bir yere gidemem” diyor. Eşi cepheye gittiğinde çok ağladığını söyleyen genç kadın, “Çevrim içi olduğu zamanlarda onunla mesajlaşmak beni rahatlatıyor. Bu aralar daha az konuşsak da güvenlik nedeniyle bana nerede olduğunu söyleyemiyor” diyor.

Yeraltı şehrine dönen metro istasyonunda köpeğini yanından ayırmayan genç bir kadın. Fotoğraf: AP

‘BAZEN SAVAŞIN SONUNA KADAR BU YERALTI KENTİNDE KALALIM DİYORUM’

36 yaşındaki Stas Sachno ise 3 yaşındaki kızı Mila’yı yürüyüşe çıkartmaya hazırlanıyor. Karısı ise köpeklerini gezdirmek için sığınaktan çıkmış.

Binalarında sığınak olmadığı için metroya indiklerini söyleyen Sachno, kızı yine hastalandığı için güneşli bir günde onu olabildiğince dışarıda tutmak istiyor.

Savaştan önce sırt ameliyatı olduğu için ağır yük taşıyamayan Sachno, savaşın ilk günlerinde kızı dışarı çıktığında bombardımana yakalanmış.

“Yakınımıza bombalar düştü ama kızımın korkmadığını hatırlıyorum. Onu arabasına bindirdim ve hızlıca sığınağa doğru gittik” diyen baba, eşi ile şehri terk etme yolları aramış.

Sachno’nun eşi Alexandra Cakhno (28) ise “Köpeklerimiz ve kedilerimiz olduğu için şehri hemen terk edemedik. Eşim sırt ameliyatı geçirdiği için seyahat etmesi de bazı riskler barındırıyor. Daha ne kadar kalabileceğimizden emin olmasak da savaşın sonuna kadar bu yeraltı şehrinde kalalım dediğim anlar oluyor” ifadesini kullandı.

The Washington Post’ta yayımlanan “Life underground: Ukrainian families make new homes in the Kharkiv subway” başlıklı yazıdan derlenmiştir.

Akacan The Mall
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.