Uğur Meleke: “Jesus adrenalin seviyor, 3-3 ve 4-2’leri çok görürüz”

Uğur Meleke: “Jesus adrenalin seviyor, 3-3 ve 4-2’leri çok görürüz”
Spor Toto Harika Lig’de üçüncü hafta geride kalırken Hürriyet müellifleri Mehmet Arslan, Fırat Aydınus, Uğur Meleke ve Güntekin Onay, Futbol Kurulu’nda haftanın maçlarını kıymetlendirdi.

Fenerbahçe’nin Adana Demirspor’u 4-2 mağlup ettiği müsabakayı yorumlayan Uğur Meleke, “Jesus, Kadıköy’de 3-5-2’yi test etti. Adana Demir’e karşı yapılan 3-5-2 testi inişli çıkışlıydı, ataktaki akışkanlık artılar hanesine yazılabilir ancak savunma sağdan çok fazla delindi. Lâkin Jesus’un maç sonunda yılın en güzel futbolunu oynadıklarını söylediğini duyunca şuna emin oldum artık: Jesus, heavy metal futbolu seviyor. Adrenalin seviyor. 1-0 biten 90 dakikalık klasik müzik yapıtı onu tatmin etmiyor.” sözlerini kullandı.

1- Ligin iki namağlup grubunu karşı karşıya getiren maçta galibiyeti alan taraf F.Bahçe oldu. Jesus’un 3’lü savunma tercihini nasıl buldunuz?

MEHMET ARSLAN: ORTA ALANDA ÜRETiM ISTIRABI VAR

Oyuncu kümesi değişiyor fakat oyun değişmiyor. Şu haliyle Yunus ve Kerem kanatlarda yetersiz. Stoperlerin oyun kurma marifetleri kısıtlı. Bu durumda orta alanınız ne kadar yetenekli olursa olsun üretme ıstırabı yaşar. Galatasaray da bunu yaşıyor. Ve bu durumu transferle çözmek zorunda hissediyor. Ne yazık ki, teknik ve taktik olarak bir tahlil üretemediler. Yeni transferler de gelse vakte muhtaçlığı var Galatasaray’ın. Ve natürel ki teknik yönetici olarak Okan Buruk’un tahlillerine.

FIRAT AYDNUS: SEFEROViC, GOMiS’E GEÇiLiR

Oyunun gelişmesi Mertens ve arkadaşlarının adapte meselesinin kalkmasına, Haris Seferovic’in ‘Ben artık buradayım’ demesine, Kerem Aktürkoğlu’nun başının rahatlamasına bağlı. Bununla birlikte Okan Hoca’nın da lisana getirdiği üzere savunmaya destek kaide. Stoper için hem kaliteli hem de rotasyonda ekibin elini güçlendirecek isimler olmalı. Gomis dönem boyunca son dakikalarda oyuna girip daha ne kadar skoru lehlerine döndürür bilinmez. Seferovic bu türlü giderse birinci 11’deki yerini Gomis’e bırakır, Fransız oyuncu vazgeçilmez olur.

UĞUR MELEKE: G.SARAY’DA HÂLÂ TAKIM DERiNLiĞi YOK

Galatasaray’ın Ümraniye maçını iki farklı perdede ele almak gerek: Birinci devrede büyük kadro manzarasından uzak, geriden oyun kurmakta çok zorlanan, prese karşı kırılgan bir konuk ekip vardı alanda. Lakin 46’da Mertens alana adım attığında yalnızca oyunu değil, arkadaşlarını da kendine getirdi Belçikalı virtüöz. Bütün eksik ilişkileri tek başına tamir etti adeta. Galatasaray’ın bence hâlâ 2-3 transfere muhtaçlığı var. Abdülkerim ve Kerem üzere oyuncular kulübeye baktıklarında tehdit görmüyorlarsa kâfi takım derinliği yok demektir hâlâ.

GÜNTEKiN ONAY: BU FUTBOLA 6 PUAN ÇOK iYi

Galatasaray şu ana kadar oynadığı maçlarda istediği ritmi yakalayamadı. Akıcı bir pas oyunu yok. Maksat prese dayalı bir futbol lakin o noktada da eksikler var. Mertens gruba monte olduktan sonra bu derece gol ve durum sorunu yaşayacaklarını düşünmüyorum. Seferovic’de kendine inanç sorunu olduğunu gördük. Toparlanması için vakte ve gollere gereksinimi var. Bu süreçte bu kadar yeni oyuncuyla ve bu futbolla yalnızca 2 gol atarak alınan 6 puan çok güzel.

2- Beşiktaş’ın Karagümrük karşısındaki sükseli galibiyetinin başrolü kimdi? Taktikleriyle İsmael mi, taraftar mı, Weghorst ve arkadaşları mı?

UĞUR MELEKE: HÜCUMDA AKIŞKANDI ANCAK SAVUNMA ÇOK DELiNDi

Jesus birinci 6 resmi maçta 4-1-3-2 oynattıktan sonra Avusturya’da 3-4-3’ü, Kadıköy’de 3-5-2’yi test etti. Adana Demir’e karşı yapılan 3-5-2 testi inişli çıkışlıydı, ataktaki akışkanlık artılar hanesine yazılabilir lakin savunma sağdan çok fazla delindi. Lâkin Jesus’un maç sonunda yılın en düzgün futbolunu oynadıklarını söylediğini duyunca şuna emin oldum artık: Jesus, heavy metal futbolu seviyor. Adrenalin seviyor. 1-0 biten 90 dakikalık klasik müzik yapıtı onu tatmin etmiyor, yüksek ritim istiyor daima. Bu dönem sanırım Fenerbahçe maçlarında çok göreceğiz bu türlü 3-2, 3-3, 4-2 üzere skorları.

MEHMET ARSLAN: FENERBAHÇE TARAFTARLARININ YILLARDIR iSTEDiĞi BUYDU

Yıllardır istediği buydu Fenerbahçe taraftarının. Rakip kaleye olan baskılı oyun. 3 haftadır bunu oynuyorlar. O denli istekli ve coşkulu oynuyorlar ki, Onyekuru’nun sağ kanatlarını felç etmesine bile tedbir alamıyorlar. Jesus, savunmanın kusurlarından daha çok atakçılarının maharetlerine güveniyor. Ancak şu bir gerçek ki, Adana Demirspor bilhassa ikinci yarı skor olarak ne kadar gerideyse, oyun olarak o kadar ilerideydi. Savunmada Lemos üzere kısıtlı bir oyuncunun varlığı Fenerbahçe’nin en büyük sorunu.

FIRAT AYDINUS: 3’LÜ DEFANS KANATLARIN YETERSiZLiĞiNi ORTAYA ÇIKARDI

Birbirine tam alışmamış ve ağır olan defans bloğunu 3’lü oynatması risk. Bilhassa Adana Demir üzere ekipler karşısında. Bu riskin alınmasında en kıymetli faktör Arao üzere bir oyuncunun elinde olması. Stoperler ortasına girerek bu sistemde kısmen de olsa açığı kapatıyor. Adana Demir ve Austria Wien maçlarını karşılaştırdığımızda her rakip için 3’lü savunma uygulamanın zorluğu görüldü. 3’lü savunma, orta sahayı 5’li oynatmak zorunda kalıyor. Kanatların yetersizliği bu maçta kendini gösterdi.

GÜNTEKiN ONAY: SAVUNMADAKi SIKINTILARI ÇÖZERSE ÖNÜ AÇIK

Jesus görünen o ki her hafta rakiplere özel farklı formasyonlar ve takımlar kullanacak. Adana Demir maçında topu büyük ölçüde rakibine bırakıp orta alanı bypass ederek geçiş ataklarıyla tesirli oldular. Fenerbahçe, fizikî olarak güzel durumda. Atakta atak çeşitliliği var ve Joshua King ile Joao Pedro da kadroya katılacak. Jesus savunmadaki problemleri çözerse Fenerbahçe’nin önü açık.

3- G.Saray’da Gomis dışında gol atan yok, dört gözle yeni transfer bekleniyor. Ekibin gereksinimi nitekim transfer mi? Oyunda gelişme var mı?

GÜNTEKiN ONAY:TÜM YABANCILAR KALiTELi SORUN YERLi OYUNCULARDA

Beşiktaş üstün bir fizik kaliteye sahip ve İsmael’in talep ettiği oyun için bu fizikî güç kural. Yüksek yoğunluktaki pres ve tempo Karagümrük’ü paralize etti. Bilhassa iç saha maçlarında bu tip rakiplerin Beşiktaş’ın baskısına direnmesi pek de mümkün olmayacak üzere görünüyor. Ghezzal ve Josef’siz olmasına karşın N’Koudou ve Salih’in güzel oyunları; Weghorst’un çalışkanlığı ve kalitesi farklı skoru getirdi. Beşiktaş’ın tüm yabancı oyuncuları çok kaliteli. Sorun yerli rotasyonunun darlığı.

MEHMET ARSLAN: BU HAFTA BEŞiKTAŞ’I iZLEMEYE DOYAMADIM

Beşiktaş’ı izlemeye doyamadım bu hafta. Attıkları ikinci gol tam jeneriklik. Bu harikalığı yalnızca bir oyuncuya ya da hocaya bağlamak haksızlık değil mi? İsmael’i niçin tercih ettiklerini sorduğumda şu karşılığı vermişti sevgili Ceyhun Çıkarı: “Genç ve yeni futbolculardan oluşan bir kümesi kısa müddette grup haline getirebilme marifetine sahip.” Haksız da sayılmaz. Bakmayın siz “İsmael hoca falan değil” diye ahkam kesenlere. Beşiktaş ekip oluyor.

UĞUR MELEKE: SEZONUN EN COŞKULU MAÇINI OYNADILAR

Süper Lig’de takım kalitesi orta sınıf olmasına karşın taktiksel olarak büyük grup üzere davranan bir grup vardı: Alanyaspor… Artık lige ikinci bir Farioli geldi, o da Pirlo… Takım kalitesinin üzerinde bir strateji güttü, geriden paslarla çıkarken daima topu kaybetti. Beşiktaş’a ve bilhassa N’Koudou’ya fevkalâde geçiş fırsatları tanıdı. Fakat Beşiktaş da dönemin en coşkulu günündeydi, taraftarla formasının içine Gomez’i saklamış Weghorst bütünleşti. Bu galibiyette İsmael’e vereceğim kredi Berkay ve Kartal’ı kullanması için olabilir, keşke son 15’te Emirhan ve Oğuzhan’ı da unutmasaydı kulübede doğal.

FIRAT AYDINUS: MUHTEŞEM TARAFTAR HOŞ GALiBiYET

Aslan hissesini Weghorst ve arkadaşlarına veririm. Maç öncesinde takımdaki defans ve orta alana destek gereksinimine bir de Ghezzal’in yokuluğu eklenince maç öncesinde taraftar nezdinde kaygı yaratıyordu. Fakat bu maçta N’Koudou ve Salih Uçan’ın Alanya maçındaki yaratıcılıklarına Weghorts ve Rosier de eklenince Beşiktaş rakibini sürklase ederek kazandı. Taraftarın tesirini de Weghorst’un maç sonunda mikrofonlara dökülen cümlesi özetledi: “Muhteşem taraftar, hoş galibiyet!”

4- Yeni jenerasyon teknik adamların kendilerinden kelam ettirdiği bir haftayı geride bıraktık. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz antrenörlükteki kuşak değişimini?

FIRAT AYDINUS: HEPSi düzgün FAKAT MAÇLARDAN SONRA KONUŞAMIYORLAR!

Sadece bugünün tablosu değil aslında bu durum. Son 2-3 döneme baktığımızda yeni nesil teknik adamların taktik ve yürek manasında gözle görülür yükselişleri var. Ayrıyeten yeni kuşak antrenörler, bilimsel tahlillerle ve dünyanın her noktasını inceleyebilme talihiyle kendisini geliştiriyor. Vizyonerlikleri de değerli. Emre Belözoğlu, Çağdaş Atan, Nuri Şahin, İlhan Palut üzere yeni kuşak antrenörlerin başarısı ortada fakat en büyük kasvet birçoklarının bu muvaffakiyetlerini maç sonlarında dinleyemiyor olmamız.

MEHMET ARSLAN: Z NESLİ ANTRENÖRLER ESKiLERDEN ÇOK FARKLI

Süper Lig’in Z jenerasyonu antrenörleri desek daha yanlışsız olacak galiba. Futbol, düzgün futbolcularla oynanır. Lakin vasat bir gruba sahip olsanız bile, yeterli bir futbol kadrosu ortaya çıkarabilirsiniz. Evvelce oyunu daima oyuncu tercihleri ile değiştirmeye çalışan bir teknik adam kümesi vardı. Bunun işe yaramadığını yıllardır test ediyoruz. Z neslinin ideolojisi ise farklı. Onlar teknik, taktik, bilgi ve dataya dayalı bir teknik adamlık sergiliyorlar. Tüm bu bilgileri yanlışsız kullananlar da fark yaratıyorlar. Nuri Şahin üzere, Emre Belözoğlu, İlhan Palut üzere.

GÜNTEKiN ONAY: NURi ŞAHiN TÜM HOCALARINDAN BiR ŞEYLER ÖĞRENMiŞ

Yeni kuşak teknik adamlar rakip tahliline ehemmiyet veriyor. Ayrıyeten çağdaş futbolun en değerli ihtiyaçlarından biri olan atletik performans da onlar için vazgeçilmez bir öge. Nuri Şahin futbolculuk mesleğinde çok kıymetli teknik adamlarla çalıştı ve görünen o ki hepsinden bir şeyler öğrenmiş. Trabzonspor’un zaaflarından faydalanan bir Antalyaspor vardı alanda.

UĞUR MELEKE: SÜPER LiG’DE 50 YAŞ ÜSTÜ YALNIZCA ÜÇ TEKNiK ADAM KALDI

Aslında bu dönem Harika Lig’in neredeyse tamamı genç antrenörlere emanet. 50 yaş üstü yalnızca üç hoca kaldı, Jesus, Avcı ve Çalımbay… Fakat biz 40’lı yaşlardakilere daha çırak muamelesi yaparken, 30’lu yaşlardakiler geldi aşağıdan. Antalya-Trabzon maçında Nuri Şahin’den büyük 5 futbolcu vardı bir orta sahada! Fakat Nuri Hoca gerek sakinliği, gerek maçı perde perde yanlışsız ele alışı, gerekse gerçek oyuncu değişiklikleriyle o denli büyüdü ki, yaşsız bir bilge üzereydi kenarda. Türk futbolunun dönüşüm fitilini bu hoca kuşağı ateşleyecek sanırım. Çok umutluyum ben.