Uğur Meleke: “İlkel disiplin talimatı bir türlü yine yazılamadı”

Uğur Meleke: “İlkel disiplin talimatı bir türlü tekrar yazılamadı”
Spor Toto Harika Lig’de 5. hafta geride kalırken Futbol Kurulu’nda Mehmet Arslan, Güntekin Onay, Uğur Meleke ve Fırat Aydınus haftanın gelişmelerini kıymetlendirdi.

MKE Ankaragücü – Beşiktaş maçının akabinde yaşanan olayları kıymetlendiren Uğur Meleke, “Sahada futbolcunun can güvenliği yokken tribünde benim can güvenliğim olabilir mi? Bu Passolig ne işe fayda sahi? E-bilet uygulamasını tribündeki hatalıyı suçsuzdan ayırmak için çıkarmadınız mı? Neden hâlâ tribün kapatılıyor öyleyse? Artık deniliyor ki talimata nazaran Josef’in kırmızı kartı iptal edilemez ve manzaralardan ceza verilemez. E bir zahmet şu talimatı değiştirin öyleyse!” tabirlerini kullandı.

1- Jesus, “Türkiye liginde çok fazla uygun futbolcu ve düzgün oynayan ekip var. Burada her maç zor” diyor. Haklı ise neden Avrupa’da başarısızız?

MEHMET ARSLAN: TEMASLI OYUNA HAKEMLER müsaade VERMiYOR

Süper Lig’de bir vakitler İstanbul deplasmanına gelen her ekip 1 puanı muvaffakiyet kabul ederdi. Fakat bu kabulleniş, genç teknik adamlar ve yabancı futbolcu sayısının artmasıyla birlikte değişti. Futbolun hoş yanı, skorun bilinmezliği. Artık bu periyodu yaşıyor Üstün Lig. Bu manada Jesus’a katılıyorum. Lakin hâlâ durarak oynuyoruz, yavaş oynuyoruz. Temaslı oyuna hakemler müsaade vermiyor. Ve futbolcular en küçük temasta kendini yere bırakıyor. Oyuna ve profesyonelliğe yaklaşım sorunu yaşıyorlar. Evet futbol, teknik, taktiğin ağır bastığı bir oyun. Ancak Türkiye’de rakibe temasa müsaade verilmediği, en küçük temasta düdük çalınıp, oyuncu kendini yere bıraktığı için, Avrupa kupalarında problem kendini gösteriyor. Bunun dışında Harika Lig, nitekim muhteşem.

GÜNTEKiN ONAY: SERT VE DÜŞÜK TEMPOLU

Bu lig sert oynanan ve birçok ekibin yalnızca rakibi bozmaya çalıştığı bir lig. Oyun çok sık duruyor, tempo düşük. O yüzden maç kazanmak kolay değil lakin taktiksel zenginlik ve akıcılıktan mahrum bir futbol var. Pas kalitesi düşük. Kolay top kayıpları fazla. Bu açıdan bakınca Jorge Jesus’a katılmak mümkün değil.

UĞUR MELEKE: BASiT Tedbirleri DAHi ALACAK iRADE YOK

Evet, Harika Lig’in futbolcu kalitesi tahminen Belçika, Rusya, Yunanistan üzere muadillerinden ilerisinde. Fakat ligin oyun standardını ve temposunu yükseltemiyoruz, çünkü bunun için kolay tedbirleri dahi alabilecek bir akıl ve irade yok ülkede. Oyun çok fazla duruyor, bir TFF de çıkıp “Sakatlanan futbolcu zarurî olarak kenara gidecek, bir sonraki düdüğe kadar da oyuna giremeyecek” kararı alamıyor. Yayın havuzundan beraberliğe galibiyetin yarısı kadar ödül vermenin saçmalığını, bunun üçte birine düşürülmesi gerektiğini kavrayamadılar maalesef. Senin ligin vakit çalma üzerine şurası olunca, Avrupa’daki rakiplerinle tempo ve devamlılık manasında yarışamıyor, başarısız oluyorsun haliyle.

FIRAT AYDINUS: GÜÇ FARKI AZALDI

Takımlar ortasında makas daraldı. Artık her kadroda ferdî marifeti yüksek olan birden fazla oyuncu görebiliyoruz. Kadrolar, yeni kuşak teknik adamlarla birlikte taktik ve teknik değişim sürecinde. Jorge Jesus tarafından bizim futbol iklimimizde yapılan bir tahlil. Hasebiyle ülke sonlarını kapsayan bir yorum. Avrupa’daki son yıllardaki düşüşümüz ve futbol olarak ayak uyduramamamızın sonuçları net ortada.

2- Ankara’da bir taraftar alana girdi, Salih Uçan’a vurmaya çalıştı ve özgür kaldı. Josef’e çıkan kırmızı kart da tartışılıyor. Siz ne dersiniz?

UĞUR MELEKE: HiÇBiR FAiL LAYIKIYLA CEZALANDIRILMADI

Süper Lig futbolcularının yerinde olsam, bu hafta maçları beş dakika geç başlatırım. Bu ülkede Fenerbahçe kadro otobüsü kurşunlandı, Burak hızından çakıyla yaralandı, Fernandes’e saha içinde tekme atıldı, Volkan Bayarslan yumruklandı, Yüksel Yeşilova bıçaklandı. Hepsi sahanın tam içinde oldu. Hiçbir fail layıkıyla cezalandırılmadı. Her hata, teröristlerin yanına kaldı. Alana dalınıp futbolcu tekmelenebilen ve ondan 12 saat sonra kahramanlar üzere hür kalınan bir ülkede, siz tribüne maça masraf misiniz Allah aşkına? Ben gitmem…

BU PASSOLiG NE iŞE FAYDA SAHi?

Sahada futbolcunun can güvenliği yokken tribünde benim can güvenliğim olabilir mi? Bu Passolig ne işe fayda sahi? E-bilet uygulamasını tribündeki hatalıyı suçsuzdan ayırmak için çıkarmadınız mı? Neden hâlâ tribün kapatılıyor öyleyse? Artık deniliyor ki talimata nazaran Josef’in kırmızı kartı iptal edilemez. Talimata nazaran imgelerden ceza verilemez. E bir zahmet şu talimatı değiştirin öyleyse! Sovyetler Birliği bölündü, Almanya birleşti, cep telefonu icat edildi lakin şu Türk futbolundaki ilkel disiplin talimatnamesi bir türlü sıfırdan yazılamadı. Pes doğrusu.

GÜNTEKiN ONAY: JOSEF’E CEZA ANLAMSIZ OLUR

Adamın biri alana girip uçan tekmeyle Beşiktaşlı oyunculara saldırıyor. Josef de saldırganı tutup kenara atıyor. Josef tribüne çıkıp da birine vurmuyor. Empati mahrumu birtakım arka niyetli şahıslar Josef’in ceza almasını istiyorlar. Beşiktaş’ın bu hafta Başakşehir ile maçı var. Emre Belözoğlu’na gidin sorun o dahi Josef’in ceza almasının anlamsız olduğunu söyleyecektir.

FIRAT AYDINUS: KURALLAR VE ViCDANLAR

Buna benzeri olaylara yurt dışında alınan karar ve yaptırımları gözden geçirmeliyiz. Örnek kararlar bizim için de emsal teşkil etmeli. Josef konusu kurallar ile vicdanlar ortasında sıkışıp kalmış bir olay. Alınan karar her vakit tartışılıp örnek gösterilecek. Hakem raporu doğrultusunda evvel PFDK, akabinde çıkacak cezaya nazaran de Tahkim Kurulu’na itiraz edilmesi durumunda güç bir süreç bekliyor.

MEHMET ARSLAN: SUÇLULAR HÜR KALMAMALI

Skandal! Daha öbür ne diyebilirim ki. Alana girişi engellemiyorsunuz. Alana giren oyuncuya saldırıyor. Oyuncu kendini ya da arkadaşını koruduğu için ceza alıyor. Saldırgan hiçbir yaptırımla müsabakadan elini kolunu sallayarak konutuna gidiyor. Efendim kural böyleymiş. Cezalandırılmayan her yasa dışı aksiyon, hatalıyı suça teşviktir. Bu sorunun en hoş karşılığını Hakem Kurulumuz verdi. Kamu vicdanı bunu kabul etmiyor. Josef’e beraat.

3- G.Saray, bu dönem üçüncü sefer son dakikalarda kopardı 3 puanı. İcardi ve Kaan söylentileri için yorumunuz nedir? G.Saray’ın muhtaçlığı bunlar mı?

FIRAT AYDINUS: MÜCADELECi LAKİN SKORA RAHAT GiDEMEYEN BiR TAKIM

Galatasaray’ın üçüncü kere son dakikalarda maçı koparmasına iki farklı yorum getirilebilir: Birincisi, maçları taraftarına rahat seyrettirme imkanı tanımayan ve bir türlü skora gidemeyen… İkincisi, azmini, kazanma hırsını son dakikaya kadar taşımayı becerebilen grup hüviyeti sergilemesi. Mevki manasında bakılırsa Kaan Ayhan muhtaçlığı karşılayabilir kapasitede. Mauro İcardi ise rekabeti azamî düzeye çıkaracak ek bir güç olur.

MEHMET ARSLAN: iCARDi VE KAAN AYHAN BÜYÜK KATKI YAPAR

Harika bir Üstün Lig maçıydı. Heyecandan hop oturup hop kalktığımız bir 90 dakika. Ve daha da ötesi gelişme kaydeden, 10 kişi ile olağanüstü bir 45 dakika çıkaran Galatasaray vardı alanda. Üstelik çok makus bir hakem performansı da karşılarındaydı. Torreria, Oliveria ve Mertens ekibin çehresini değiştiren transferler. Bu 3 transferde tam isabet sağladılar. Mauro İcardi ve Kaan Ayhan da benzeri etkiyi sağlayacak kapasitede oyuncular. Doruğa oynayan bir Galatasaray umutlarına çok katkı yapacaklardır.

UĞUR MELEKE: GALATASARAY’IN TAKIMI HÂLÂ DERiN DEĞiL

Galatasaray’ı bu dönem birinci defa bu kadar derli toplu gördüm, bilhassa 11’e 11 oynanan 45 dakikalık kısım sarı kırmızılılar için olumlu sinyaller içeriyordu. Kerem-Yunus çizgiye yapışmadılar, daha fazla merkezde buluştular topla. Torreira gelince Oliveira özgürleşmiş. Lakin Galatasaray’ın takımı hâlâ derin değil. Birtakım durumlar çok sığ. Kaan ve İcardi transferlerini gerçekleştirebilirlerse elbette isabetli olur. Stoper ve santrfor dışında bence bir alternatif kanat atakçısı gereksinimleri da var.

GÜNTEKiN ONAY: DAHA AKICI VE AKILCI BiR OYUN OYNANMASI ŞART

Galatasaray’ın 10 bireyle ortaya koyduğu kazanma isteği ve gayret gücü övgüyü ziyadesiyle hak ediyor. Okan Hoca 3 Türk oyuncu oynatma zorunluluğundan sorun yaşasa da maçın son kısmında dinamizmi arttırarak ekibini 3 puana taşıdı. Galatasaray taraftarı bu çaba gücünden mutlu. Fakat daha akıcı ve akılcı bir oyun oynanması koşul.

4-3 yıl evvel 18 milyon Euro ya Lille’e satılan Yusuf Yazıcı, Trabzon’a geri döndü. Dev kulüplere gitmesi beklenen Yusuf nerede yanılgı yaptı?

MEHMET ARSLAN: AVRUPA’YA AÇILMAK HER OYUNCUNUN HARCI DEĞiL

Türkiye’de futbol tutkusu bazen hastalıklı bir hal alıyor. Yusuf bunu en yakından yaşayan oyunculardan biri. Taraftar, kendi hayalini yaşamak için, futbolcunun kadrodan ayrılmasını bir ihanet olarak görüyor. Trabzon’dan ayrıldığında aldığı tehdide varan bildirileri yakından biliyorum. O psikoloji ile aylarca uğraş etti Yusuf. Kaldı ki, başarısız olduğu konusuna da katılmıyorum. Ondan Messi ya da Ronaldo olmasını bekliyorduk. En şiddetli 5 ligin birinde Burak Yılmaz ve Zeki Çelik’le birlikte mükemmeller yarattı. Manşetlerden inmedi Yusuf Yazıcı. Onun yaptığını yapmak, Türkiye’de yıldız oyuncuyken, Avrupa’ya açılma riskini göze almak her futbolcunun harcı değil.

UĞUR MELEKE: CSKA YERiNE BiR FRANSA Takımına GiTSE SiSTEM iÇiNDE KALIRDI

Yusuf’un kıssasında iki temel sorun yaşandı: Birinci sorun Yusuf’un ne tam manasıyla bir on numara, ne de forvet olması. Talisca’ya benzetiyorum ben onun rolünü. En yeterli performansını ikinci santrfor rolüyle veriyor, yay üzerine yakalayınca affetmiyor lakin onun için de grubunun 4-4-2 oynaması lazım. Bir öbür sorun da bence Rusya seçimiydi. Beş büyük ligde kalmak istiyorsanız bu tercihleri dikkatli yapmanız lazım. CSKA’ya gitmek yerine mütevazı bir Fransız takımına kiralansa sistem içinde kalabilirdi.

GÜNTEKiN ONAY: TRABZON YUSUF Atağıyla BÜYÜK GÜÇ KAZANDI

YUSUF Fransa’da iz bıraktı fakat devamlılık sağlayamadı. Tekrar Trabzon’a dönmesinde duygusal bir yaklaşım olduğu gerçeğini de kabul etmek gerekiyor. Formda bir Yusuf Yazıcı, Trabzonspor’un hamledeki yaratıcılık sıkıntılarını büyük ölçüde çözer. Bence Trabzonspor Yusuf atılımıyla büyük güç kazandı.

FIRAT AYDINUS: AVRUPA DEVLERiNDE OYNAMAK iÇiN YALNIZCA YETENEK YETMEZ

Yetenek bir yere kadar sizi taşır. Avrupa’da sisteme, idman tekniklerine, grup yapılarına ve toplumsal yaşama adaptasyon güç demek ki. Bunlar için yetenekten daha fazlası gerekiyor. Sıçrama yapabilmek için tek başına yetenek yetmiyor. Ülkemizde kabul görüyor olsa da yurt dışında basamak atlamak ve dev kadrolarda rol alabilmek için çok daha fazlasını istiyor ve bekliyorlar.