Türk fintech Londra ve Amsterdam’da ofis açacak

Türk fintech Londra ve Amsterdam’da ofis açacak
Türk fintech Londra ve Amsterdam’da ofis açacak

Kimlik doğrulama ve dijital imza alanında faaliyet gösteren fintech şirketi Techsign, rotasını yurtdışına çevirdi. Bloomberg HT televizyonunda Sefer Yüksel’in hazırlayıp sunduğu Finansal Teknoloji programına konuk olan Techsign Büyüme ve Pazarlama Müdürü Deniz Özgür, bu yıl tamamlanmadan Londra ve Amsterdam’da ofislerini açacaklarını söyledi. Londra ve Amsterdam’da ofisler açmak için çalışmalarının sürdüğünü belirten Özgür, muhtemelen bu yıl tamamlanmadan etkin bir biçimde bu iki kentte ofislerinin faaliyete başlayacağını söyledi. “Başlangıçta eforumuz yeni yatırımlar, pazarlama ve satış yüklü olacak” diyen Özgür, sonraki devirde ise memleketler arası yetenekleri şirketlerine kazandırmak istediklerinin altını çizdi.

‘Son çeyrekte Seri A yatırımını tamamlamak istiyoruz’

Yılın üçüncü çeyreğinde Series A öncesi orta seed yatırım çeşidini tamamlayacaklarını söz eden Özgür, son çeyrekte de Series A yatırım çeşidini tamamlamak istediklerini söyledi. Bu tıpta yatırımcıların değerli bir kısmının de yurtdışından olacağını vurgulayan Özgür, “Bir evvelki yatırımın neredeyse tamamını ARGE ‘ye yatırdık. Karımızın kıymetli bir kısmını de tekrar insan kaynaklarına ve eser geliştirmeye harcıyoruz. Alacağımız yeni yatırımları büsbütün yurt dışı açılımda pahalandırıyor olacağız” dedi.

‘İsteyen kurum bulut üzerinden kimlik doğrulama hizmeti alabilecek’

Techsign’ın kurumsal seviyede kimlik doğrulama ve dijital imza olmak üzere iki ana başlıkta uçtan uca tahlil üreten yenilikçi, kimlik merkezli bir siber güvenlik şirketi olduğunu söz eden Özgür, şu an 25 kişi olan işçi sayısının bir yıl içerisinde 50 şahsa ulaşmasının hedeflendiğini belirtti. Techsign olarak, kimlik doğrulamaya muhtaçlık duyan her ölçekte kuruluşun kullanılabilmesini sağlayacak, rastgele bir suram, uygulama gerektirmeyen Prove ID eserini hayata gerçirdiklerini belirten Özgür şöyle devam etti: “Hali hazırda kurumlar kimlik doğrulaması için önemli yatırımlar ve geliştirme yapmak zorundalar. Bu da her ölçekte kurum tarafından kullanılmasının önünde önemli bir pürüz olarak duruyor. Prove ID ile isteyen kurum bulut (cloud) üzerinden bu hizmeti kullanım bazlı alabilecek. Geliştirdikleri Deep Neural Network OCR modelinin yeni TC kimlik kartlarının yüzde 100 muvaffakiyet ile okunmasında klâsik Image Processing modellerine nazaran 3.2 kat daha başarılı sonuç verdiğini kaydeden Özgür, “Yeni kimlik kartları için kartların hepsini başarılı okuma oranı klâsik tahlillerde yüzde 25 iken, Techsign Wordify ‘da bu oran yüzde 80 civarında. Kartların yüzde 95’ini başarılı okuma oranı klasik tahlillerde yüzde 50 iken, Techsign Wordify’ da bu oran yüzde 97 düzeyinde.”

‘Türkiye’de kimlik doğrulama pazarı süratli büyüyor’

Risk sermayesi, kurumsal yatırımcılar ve öbür işletmeler tarafından biyometrik teknolojiler geliştiren şirketler ve bu teknolojileri kullanan iş modellerine yapılan yatırımların 2021’de şimdiye kadarki en yüksek düzeye ulaştığını kaydeden Özgür, “Birleşme ve satın almalar dışında yaklaşık olarak 4 milyar dolar civarında yatırım gerçekleşti” dedi. 2021 yılında pek çok biyometrik teknoloji eser ve servis sağlayıcısının da unicorn düzeyine ulaşmayı başardıüını vurgulayan Özgür, MarketsandMarkets’in yayımladığı araştırmaya nazaran, 2021’de 23.3 milyar dolar olan global dijital kimlik tahlilleri pazarının 2026’da 49.5 milyar dolara ulaşmasını öngörüldüğünü belirtti. Türkiye kimlik doğrulama pazarına da değinen Özgür, BDDK, BTK, SPK ve MB düzenlemeleri sonrasında finans bölümünde başta bankalar ve fintech şirketleri olmak üzere pazar oluşumunun tüm süratiyle sürdüğünü vurguladı. Kimlik doğrulama süreçlerini dijitale taşımak ve lokasyon bağımsız müşteri edinmek isteyen havacılık ve e-ticaret başta olmak üzere öteki dalların de önemli ilgi göstermeye başladığını kaydeden Özgür, “Pazarın yeni oluşuyor olması talep sahipleri için aslında epeyce avantajlı fırsatlar sunuyor. Şu an oluşan fiyatlamalar neredeyse maliyetler boyutunda. Hal bu türlü olunca bu teknolojileri kurum içerisinde geliştirmenin rasyonel bir manası katiyetle bulunmuyor. Önümüzdeki bir yıl içerisinde, eser kalitesiyle başka firmalardan ayrışan bir kaç firma fiyatlamalarda makul düzeylerin görülmesinin önünü açacaktır” diye konuştu.