Putin’in emri ABD Donanmasını harekete geçirdi

Putin’in emri ABD Donanmasını harekete geçirdi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Satan-2 nükleer füzelerinin yeni testi için verdiği emir sorası bir hamlede ABD’den geldi. ABD Donanmasının hazırlığı nükleer bir savaş korkusunu daha da artırdı.

ABD Donanması’na ait yeni geliştirilen bir savaş gemilerindeki nükleer silah kapasitelerini artıracak düzenlemeye gitti.

Putin’in hipersonik füzeleri bir an önce envantere almak istemesi Donanmaya ait yeni geliştirilen denizaltı ve savaş gemilerinin hipersonik füzelerle donatılması için yeni bir seviye belirledi.

ANİ VURUŞ SİSTEMİ SAVAŞ GEMİLERİNE ENTEGRE EDİLECEK

ABD’nin yeni füzelerinin Mach 17 hıza ulaşabildi ve hava savunma sistemlerinden kaçabilmek için rota ve irtifa değiştiren manevralar yaptığının altı çizildi.

ABD’li üst düzey askeri yetkililer, “Konvansiyonel Ani Küresel Vuruş” (CPS) füzeleri olarak adlandırdıkları hipersonik araçlarının mart 2020’de başarıyla test edildiğini ve bir fırlatma platformu olarak uygulanabilir olduklarını söyledi. Askeri haberlere yer veren Naval News’in haberine göre, 4,4 milyar dolarlık USS Zumwalt savaş gemisine bu sistemin entegre edileceği konuşulanlar arasında.

BİR AN ÖNCE SİSTEMİ DEVREYE ALMAK İSTİYORLAR

ABD Donanması Operasyonlar Şefi Amiral Mike Gilday USNI News’e verdiği demeçte, “Zumwalt bize sistemi bize hipersonik füzeleri daha hızlı ateşleme fırsatı tanıyor.” dedi. Donanmanın stratejik sistem programlarının başı olan Koramiral Johnny Wolfe ise, silahın 2025 yılına kadar hizmete girebileceğinin altını çizdi.

YENİ DENİZALTILAR HİPERSONİK NÜKLEER SİLAHLAR TAŞIYACAK

Ayrıca ABD Ordu’sunun hipersonik füzelerin, hizmete girecek olan Block V Virginia sınıfı nükleer denizaltılardaki silahlar arasında yer almasını istiyor. ABD bu adımıyla dünyanın her noktasına nükleer füze atışı yapabilecek seviyeye gelmiş olacak.

Üst düzey yetkililer, Ortak Hipersonik Süzülme Gövdesi’ni (C-HGB nükleer bir savaş başlığıyla silahlandırma planları olmadığı konusunda ısrar ediyor. Ancak Pentagon’un bunu “stratejik” bir silah olarak gördüğü ve projeyi aynı zamanda denizaltından fırlatılan nükleer silahlarda da değerlendirdiği biliniyor.