‘Güçlenen öğretmenle daha güçlü yarınlar’

‘Güçlenen öğretmenle daha güçlü yarınlar’
Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) İdare Konseyi Lideri Zafer Öztürk, “Güçlenen öğretmenle daha emniyetli ve güçlü yarınlara ulaşabiliriz. Öğrenen öğretmen demek değişen muhtaçlık ve koşullara nazaran kendisini yenileyen ve geliştiren öğretmen demektir” dedi. TÖZOK tarafından düzenlenen 9’uncu Ortaöğretim Çalıştayı’nda konuşan Öztürk, Çalıştayın 13 Kasım’da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yaşanan hain atakta hayatını kaybeden Öğretmen İstek Özsoy ve ömrünü yitiren öteki vatandaşları anmak ismine bütün kayıplara atfedildiğini lisana getirdi.

TÖZOK tarafından düzenlenen 9’uncu Ortaöğretim Çalıştayı bu yıl “Öğrenen Okul-Güçlenen Öğretmen” temasıyla Irmak Okulları mesken sahipliğinde düzenleniyor. Yaklaşık 650 özel okul yöneticisi ve öğretmenin katıldığı çalıştay, Irmak Okulları öğrencilerinin sahne sanatları gösterisinin akabinde Ulusal Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan, TÖZOK İdare Şurası Lideri Zafer Öztürk, Irmak Okulları Kurucu Temsilcisi A. Dava Arıoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı. TÖZOK İdare Şurası Lideri Öztürk, açılış konuşmasında çalıştayın ehemmiyetini şu sözlerle anlattı:

CEVAP GÜÇLÜ ÖĞRETMENDE
“13 Kasım’da İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yaşanan hain taarruzda hayatını kaybeden İstek Özsoy öğretmenimizi birebir vakitte ömrünü yitiren öteki vatandaşlarımızı anmak ismine çalıştayımızı İstek Öğretmenimize ve başta eğitim şehitlerimiz olmak üzere bütün kayıplarımıza atfettik. TÖZOK olarak, Türk ulusal eğitiminin ve özel okulculuğun gelişmesi için bin 500’ün üzerindeki üye okulumuzla çeşitli eğitim alanlarında faaliyetler yürütmekteyiz. Ana konularımızdan biri eğitim ismine ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri takip edip öğretmenlerimizle paylaşmak ve öğrencilerimizin kullanımına sunmak. ‘Öğrenen Okul-Güçlenen Öğretmen’ temalı 9’uncu Ortaöğretim Çalıştayımızı ortaokul ve lise kurulumuzun ağır emekleriyle hazırladık. Çalıştayımızda, yaşama dair her şeyin bu kadar süratli geliştiği bir periyotta sanayi ihtilali vaktinde ve o devrin koşullarına nazaran yapılanmış, tasarlanmış ve programlanmış bir sistemle bugünün gereksinimlerine karşılık verebilme ve bugünün sorunlarını çözebilmenin mümkün olmadığı niyetiyle yaklaşımlarımızı şekillendirdik. Bilginin en değerli güç olarak kabul edildiği çağımızda ‘Nasıl yaparız da öğrenme kültürüne sahip örgütleri öğrenmeyi teşvik eden sistemler ortasına ekleyebilir ve bunu sürdürülebilir hale getirebiliriz?’ sorusunu sorduk. Aslında karşılık burada, ‘Güçlü Öğretmen’de yatıyor. Güçlenen öğretmenle daha emniyetli ve güçlü yarınlara ulaşabiliriz. Öğrenen öğretmen demek değişen gereksinim ve kaidelere nazaran kendisini yenileyen ve geliştiren öğretmen demek. Elbette kurumlar da bu imkanları öğretmenlere kesinlikle sunmalı.”

EĞİTİMİN OKULLARDA OLMASININ BÜYÜK KIYMETİ VAR
Öğretmenlerin yaptığı çalışmaları takdirle izlediğini söyleyen Ulusal Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer İnan da, eğitimin dijitalleşmesi değil dijitalin eğitime katılması gerektiğini vurguladığı açılış konuşmasında şunları söyledi:

“Öğretmenlerin  her türlü zorluğa karşın vazifelerini sürdürmelerini takdirle izliyorum. Hem dünya hem ülkemiz kuvvetli bir süreçten geçti. Gördük ki çocuklar her yerde öğrenebiliyor. Öğretimin bir derdi yok ancak eğitimin, toplumsallaşmanın okullarda olmasının, ekran karşısında olmamasının çok büyük bir tesiri var. Türkiye en çok okul kapatan ülke pozisyonundaydı lakin eğitim öğretimi en süratli hayata geçiren ve okul kapatmayan ülke pozisyonuna geldi. Sayın bakanımızın buradaki net duruşu aslında geleceğimizin kurtarılması için büyük yatırım oldu. Ancak çocuklarımızdaki o bir buçuk yıllık değişimi hepimiz gözlemledik. Bu süreçte dijitalleşme tahminen gereğinden fazla hayatımıza girdi. Lakin eğitimi dijitalleştirmek mi, dijitali eğitime katmak mı? Bu ikisini karıştırmamamız lazım. Eğitimin her vakit yüz yüze olduğunu unutmamak lazım.”