“İsrail hükümeti, 467 gündür uyguladığı soykırıma ve katliama rağmen Gazzeli kardeşlerimizin direniş iradesini kıramamıştır”
Erdoğan, Serinevler Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin Adana 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, muhalefet gibi hiçbir vizyon ortaya koymadan, hiçbir program geliştirmeden, hiçbir projeye kafa yormadan siyaset yapamayacaklarını söyledi.
“Kart oyunlarıyla muhalefetçilik oynayanların içler acısı haline bakarak ‘bu iş tamam’ diyemeyiz. AK Parti’nin hiçbir mensubu sadece başkalarının zaaflarından medet umarak armut piş ağzıma düş mantığıyla hareket edemez” diyen Erdoğan, yapılanların emekle yapılması, kazanılanların hak ederek kazanılması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gözümüzü, gönlümüzü milletimizden ayırmadan, insanımızın işaret ettiği istikamette hep daha fazlasını başarmanın gayreti içinde olmalıyız. Rahmetli Neşet Ertaş’tan ilhamla hep söylediğim gibi, bu yolda aşkınan çalışan yorulmaz. Biz de hep birlikte son nefesimize kadar yorulmadan bu kutlu yolda yürümeyi sürdüreceğiz. İşte bu salonda bir kez daha söylüyorum, Allah ömür verdikçe, Adana’yla birlikte tüm Türkiye’ye hizmet etmeye, 85 milyonun tamamı için hizmet üretmeye devam edeceğiz. Sizlerden de durmadan, duraklamadan, rehavete asla prim vermeden 14 Ağustos 2001’deki heyecanla çalışmanızı özellikle rica ediyorum.”
– “Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk”
İl kongresini, bölgede tarihi nitelikte gelişmelerin olduğu bir dönemde gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, Suriye’de, Baas rejiminin 61 yıl süren zulüm düzeni ve 14’üncü yılına giren kanlı savaşın nihayet sona erdiğini kaydetti.
Erdoğan, özgürlük uğruna 1 milyon kişiyi kurban veren Suriyelilerin, rejimin acımasız saldırılarına 14 yıl boyunca sabırla direndiklerini ifade etti.
İnsanlığın ve kardeşliğin sınandığı bu süreçte inanca, kültüre ve tarihe yakışır bir politika izlediklerini belirten Erdoğan, “Bizler ne yaptık, mazluma kucak açtık. Garibin elinden tuttuk. Yetime kol kanat gerdik. Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk. Misafir berekettir, rahmettir inancıyla hareket ettik. Hatırlayın biz mazluma, muhtaca, mağdura sahip çıkarken 14, 28 Mayıs seçimlerinde karşımızdaki aday çıktı, bir seçim vaadi olarak ‘Hepsini geldikleri yere göndereceğiz’ dedi. Sağa sola etiket yapıştırarak, Suriye’deki zulümden, işkenceden, katliamdan, terörden kaçıp ülkemize sığınan bu mazlumları hedef gösterdiler, Hitlervari yöntemlerle güya siyaset yaptılar.” ifadelerini kullandı.
Milletin, bu merhametsizliğe, vicdansızlığa ve nefret siyasetine sandıkta gereken cevabı verdiğini söyleyen Erdoğan, “Partisi oturduğu koltuğu altından çekip aldı. Şimdi ne kapısını çalan var, ne yüzüne bakan var. Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında kötü bir hatıra olarak unutuldu. Biz, bize yakışanı yaptık. Nefret siyaseti güdenler de kendilerine yakışanı yaptılar. Neticede kazanan merhamet oldu, dayanışma oldu, kardeşlik oldu.” diye konuştu.
Suriye krizinde de sabrın sonunun selamet olduğunu gördüklerini belirten Erdoğan, “Kim ki sabretti Allah ona muhteşem bir zafer nasip etti.” dedi.
– “Kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür”
Arap, Kürt, Türkmen, Çerkes, Hristiyan, Dürzi, Nusayri ve diğer tüm unsurlarıyla Suriye’nin özgürleştiğini ve 13 yıllık hasretin ardından misafirlerin yurtlarına başları dik olarak döndüklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz gönüllü olarak ülkelerine dönmek isteyen kardeşlerimize gereken kolaylığı gösteriyor, ama kimseyi de buna zorlamıyoruz. Ülkedeki yeni yönetim, tüm dini, mezhebi ve etnik kesimleri kucaklayan mutedil bir anlayış sergiliyor. Yeni yönetimin Suriye’nin siyasi ve coğrafi birliğini sağlama yönünde gösterdiği samimi gayreti takdirle izliyoruz. Bu gelişmeyle Suriye’yi üç parçaya bölerek kolayca yutulacak lokmalar haline getirme projesi çökmüştür. Türkiye olarak Suriye’nin yaşadığı ağır yıkımları ve acıları süratle geride bırakarak yeniden bir bütün, güçlü, müreffeh bir ülke haline gelmesi için kardeşlerimize her türlü desteği vereceğiz.”
– “Bebekleri açlığa mahkum ederek, seyrettiler”
Suriye’den sonra, Gazze’den de yüreklerdeki yangına su serpen bir haber aldıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin de yoğun gayret ve telkinleriyle, Filistin Direniş Hareketi Hamas ile İsrail arasında ateşkes için mutabakata varıldığını söyledi.
Gazze halkının 15 ay sonra bir nebze olsun rahat nefes alacağını ifade eden Erdoğan, “İsrail hükümeti, 467 gündür uyguladığı soykırıma ve katliama rağmen Gazzeli kardeşlerimizin direniş iradesini kıramamıştır. 363 kilometrekare büyüklüğünde bir alana hapsettikleri yaklaşık 2 milyon kardeşimizi aylarca bombaladılar. Çocukları öldürdüler. Hastaneleri yerle bir ettiler. Okulları, camileri, kiliseleri enkaza çevirdiler. Doktorları, sağlık çalışanlarını, gazetecileri, alçakça katlettiler. Gıda sırası bekleyen sivilleri vurdular. İnsani yardım malzemesi taşıyan kamyonları vurdular. Bebekleri açlığa mahkum ederek, seyrettiler.” dedi.
İsrail’in 467 gündür her türlü zulmü, gaddarlığı ve vahşeti Gazze’de sergilediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzelilere diz çöktüremediklerini söyledi.
Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 50 binden fazla insanın şehit edildiğini, 110 binden fazla sivilin yaralandığını, 10 binden fazla Gazzelinin ise nerede olduğunun bilinmediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Son asrın en büyük soykırımlarından biri, hem de 467 gün boyunca tüm dünyanın gözleri önünde yaşandı. Tüm bunlara rağmen Filistin halkı teslim olmadı, diz çökmedi, pes etmedi. İsrail’in özellikle de Netanyahu’nun ateşkes ihlallerinde sicilinin epey kabarık olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu sefer buna izin verilmemelidir. Gazze’de tekrar eskiye dönülmemesi için herkes üzerine düşeni yapmalı, İsrail üzerinde sürekli baskı kurulmalıdır. Türkiye olarak nasıl 467 gün boyunca Gazzeli kardeşlerimizi bir an olsun yalnız ve sahipsiz bırakmadıysak, inşallah ateşkes döneminde de Gazze’nin kanayan yaralarını sarmak için tüm imkanlarımızı harekete geçireceğiz. Savaş ve insanlık suçu işleyenlerden tek tek hesap sorulması amacıyla verdiğimiz mücadele de artarak devam edecek.”