Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin, Ukrayna’nın Ordu Taktik Füze Sistemi’ni Rusya’da kullanılmasına izin vermesine ilişkin, “Her şeyden önce bu kararı doğru bulmadığımız gibi tasvip de etmiyoruz. Ukrayna-Rusya savaşının, başından bu yana daha fazla silah, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı ile değil, daha fazla barış çabası, daha fazla iyi niyet ve diplomasiyle sona erebileceğini düşünüyoruz.” dedi.
Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için gittiği Brezilya dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Zirvenin ana konularını “Açlık ve Yoksullukla Mücadele” ile “Uluslararası Kuruluşların Reformu”nun oluşturduğuna işaret ederek, iklim değişikliği ve enerji dönüşümü konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını, oturumlarda, bu konularla ilgili girişimleri ve geleceğe yönelik değerlendirmeleri dile getirdiklerini aktardı.
Zirve kapsamında Türkiye’nin dış politikasının vicdani ve girişimci yönünü vurguladığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Zirvede, Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığına dikkat çektim. Girişimlerimiz neticesinde G20 Liderler Bildirgesi’nde Gazze’ye dair güçlü cümleler kabul edildi. Lübnan’daki tehlikeli tırmanışın yanı sıra Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması çağrısı da liderler düzeyinde kayda geçirildi. Malumunuz, milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz. Brezilya Dönem Başkanlığı’nın ‘Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak’ girişimine kurucu üye olarak destek verdik. G20 üyelerini, İttifak’ın çalışmalarında gıda israfının azaltılması ile ‘Sıfır Atık’ girişimlerini öncelik haline getirmeye davet ettik. Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz politika ve projelerle ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın daima yanında olduk. Dünyanın en kapsayıcı sosyal güvenlik sistemlerinden birini kurarak, sosyal devlet vasfımızın gereğini yerine getirdik. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ne olursa olsun, mazluma, fakire, garip gurebaya kucak açan sosyal politikamızdan asla taviz vermiyoruz.”
– “Şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya ihtiyaç var”
Zirvenin ikinci oturumunun konusunun “uluslararası kuruluşların reformu” olduğunu anımsatan Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür” yaklaşımlarının günden güne daha fazla makes bulduğunu gördüklerini söyledi.
“Güce ve güçlüye hizmet eden mevcut sistemin, kendinden bekleneni artık veremediğine” dikkat çeken Erdoğan, “bunun için daha demokratik, daha geniş temsile dayanan, şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya ihtiyaç olduğunu” vurguladı.
Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
– “Herkese dikkatli davranmayı tavsiye ediyorum”
“ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’nın Amerikan yapımı ‘Ordu Taktik Füze Sistemi’nin Rusya topraklarında kullanılmasına izin verdiğini açıkladı. Bu karara Ocak ayında göreve başlaması beklenen Donald Trump yönetimine, Ukrayna’ya yapılan Amerikan yardımlarını azaltacağı beklenirken bu iddialara karşı yanıt mı? Bu kararın hemen ardından Fransa ve İngiltere de bu füze işini desteklediklerini açıkladılar. Hatta Ukrayna füze ile vurdu. Dolayısıyla Biden giderayak sizce dünyayı bir felakete mi sürüklüyor?” sorusu üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:
“Her şeyden önce bu kararı doğru bulmadığımız gibi tasvip de etmiyoruz. Ukrayna-Rusya savaşının başından bu yana daha fazla silah, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı ile değil, daha fazla barış çabası, daha fazla iyi niyet ve diplomasiyle sona erebileceğini düşünüyoruz. Şimdi savaşı körüklemek, hiç bitmemesini hatta yayılmasını sağlamak için yapılmış bir hamle olarak yorumlanacak bir adım Sayın Biden’dan geldi. Biden’ın bu adımı, çatışmayı tırmandırmasının ötesinde Rusya’nın daha büyük bir tepki vermesine yol açacaktır. Sayın Putin de ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla cevap verilmesine imkan tanıyan doktrini onayladı. Tüm bunlar bölgeyi ve dünyayı yeni ve büyük bir savaşın eşiğine getirebilir. ‘Benden sonrası tufan’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Ukrayna ve Rusya tarafının kışkırtmalara kapılmadan, sükuneti muhafaza ederek barışa odaklanmaları beklentimiz ve temennimizdir. Bu büyük hatanın oluşturduğu zeminde yapılacak en ufak yanlış, provokasyonlara kapılmak, barut fıçısına ateş atmaktan farksız olacaktır. Dolayısıyla herkese dikkatli davranmayı tavsiye ediyorum.”
– “Tüm ihtimallere göre tasarruflarımızı yaparız”
“ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump tarafından şu anda isimleri açıklanan kabineye baktığımızda Türkiye’nin politikalarıyla ters düşen isimler olarak öne çıkıyor. Sayın Trump örneğin Türkiye karşıtı bir Dışişleri Bakanı tavsiye etti. O ismin Filistinliler için, Hamas için söylemleri dehşet verici. NATO için, Türkiye için ya da dünya için endişelenmeli miyiz?” sorusuna Erdoğan, “İlişkilerimizi ön yargılar üzerine inşa edemeyiz. Burada çok dikkatli, çok hassas olmamız lazım. Seçilmiş Başkan Donald Trump her ne kadar savaşları bitireceğini söylese de yeni döneme ilişkin şimdiden yorum yapmak için çok erken.” yanıtını verdi.
Trump döneminde Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’ya ilişkin tavrı ve tutumunun nasıl olacağının yeni başkan göreve başladığında görüleceğini belirten Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Biz yeni dönemde de Türkiye-ABD ilişkilerini ülkemizin menfaatleri çerçevesinde ilerletmek için gayret göstereceğiz. Sayın Trump’ın kabinesinde kimlerin olduğu, yaklaşım tarzlarını tabii ki analiz ediyor, hazırlıklarımızı ona göre yapıyoruz. Bizim için iktidara gelmeden insanların neleri söylediği, neleri düşündüğü önemsiz değil. Ancak esas olan iktidar sorumluluğunu üstlendikten sonra yaptıklarıdır. Somut adımlara göre adımlarımızı atar, tüm ihtimallere göre tasarruflarımızı yaparız. Biz Sayın Trump’ın savaşları bitirme söylemine inanmak istiyor, bu yönde adımlar atmasını bekliyoruz. Savaşları bitirme yaklaşımıyla hareket eden Amerika, bölgemizdeki çatışmaların barışçıl şekilde sona ermesi için yeni bir iklim oluşturabilir. Bu da bizim en tabii hakkımızdır. Umarız pozitif beklentilerimiz doğrultusunda gelişmelere şahitlik eder ve sorunlarımızı bir bir ortadan kaldırırız. Bizim Gazze’de yaşanan insanlık krizi, İsrail sorunu ve genel olarak Orta Doğu’ya ilişkin tavrımız ortada. Bölgede savaşın sona erdirilmesine dair fikrimizi ve kararlılığımızı kendileriyle telefon diplomasisinde paylaştık, bundan sonraki süreçte de paylaşırız.”