Dünyanın ilgi odağı oldu! Bayraktar’ın birinci uçuş öyküsü

Dünyanın ilgi odağı oldu! Bayraktar’ın birinci uçuş hikayesi
Selçuk Bayraktar’ın model uçaklardan silahlı insansız hava araçlarına ve son olarak Kızılelma’ya uzanan muvaffakiyet yolcuğunda, 34 yıl evvel birinci uçağa bindiği günün şahitlerinden olan ASAM Uzmanı Pilot Mehmet Seyyit Türker, o günü anlattı. Türker, “Selçuk birinci uçuş yaptığı gün ortamızdan çok memnun ayrıldı. Bu yolda, havacılıktan devam edeceğini söyledi. Şu an Türkiye’yi uçurduğu üzere dünyayı da uçuruyor” dedi.

Türkiye’yi İnsansız Hava Araçları teknolojisinde dünya çapında büyük başarılara taşıyan Selçuk Bayraktar’ın, birinci uçağa bindiği günün öyküsünü, o günün şahitlerinden Pilot Mehmet Seyyit Türker anlattı. 1989 yılı Mayıs ayında 1. Ordu Askeri Samandıra Havalimanı’nda uçuştan çabucak sonra çektirilen o karede, ASAM Uzmanı Pilot Mehmet Seyyit Türker, Özdemir Bayraktar, Selçuk Bayraktar ve Türkkuşu Uçuş Okulu öğretmeni Pilot Ali Yüksel bulunuyor. Türker, Pilot Ali Yüksel ile birlikte birinci kere o gün uçan Selçuk Bayraktar’ın uçuştan sonra havacılık sevgisini tabir ettiğini ve daha sonraki yıllar için değerli bir an yaşadığını da anlattı.

“SELÇUK BAYRAKTAR’IN HAVACILIK İLE BİRİNCİ BULUŞTUĞU GÜNDÜR”

Medyada Selçuk Bayraktar’ın hayatı anlatılırken kullanılan uçak önündeki o fotoğraf karesinin kıssasını anlatan Avrasya Stratajik Araştırmalar Merkezi Uzmanı Pilot Mehmet Seyyit Türker, “O fotoğraf karesi 1989 yılının Mayıs ayında çekildi. O fotoğraf karesinin çekildiği gün Selçuk Bayraktar’ın havacılık ile, havaalanı ve uçak ile birinci buluştuğu gündür. Gördüğünüz fotoğrafta birinci başta olan kişi benim. Bu fotoğraf 20-30 milyon kere toplumsal medyada gösterilmiştir. Özdemir Bayraktar abi merhum olduğu vakit da bu fotoğraf karesi kullanılmıştır. Selçuk, o gün 8-9 yaşlarındaydı. Fotoğraf karesinin en sağ tarafındaki ise Öğretmen Pilot Ali Yüksel, hala İçişleri Bakanlığı’nda baş pilot olarak vazife yapmaktadır. Selçuk çok akıllı ve zeki bir çocuktu, o gün birinci kere saçını okşadım. Babası ile ilgili sorular sormuştum, hepsini cevapladı. Birinci kez o gün uçaklar ile tanıştı. Havacılığa birinci kere o gün adım attı diyebiliriz. Ondan sonra yıllarca model uçak uçurdu. İnsansız uçaklar ile ilgili yurt dışında eğitimler aldı. Bu bahiste kendini çok geliştirdi. Hatta o devirde kendi buluşu bile vardı. Birinci olarak model helikopterler ile başladılar. Önlerinde pürüzler oldu, bunları 10 yılda güç aştılar” dedi.

“O GÜN BEN BU YOLDAN, HAVACILIKTAN DEVAM EDECEĞİM DEDİ”

Uçuş sonrası yaşananları anlatan Türker, “O gün birinci sefer Ali Yüksel Hoca ile uçtuğunu hatırlıyorum. Hatta o gün, havada lövyeyi tutturmuşlardır. Uçtuğumuz uçak İngiliz üretimi bir eğitim hatta akrobasi yapılabilen bir uçaktı. Selçuk Bayraktar uçuştan sonra yere çok keyifli indi. Annesi Canan abla, onu mavi elbiseler ile ortamıza göndermişti. O gün ortamızdan çok memnun ayrıldı ve ‘ben bu yoldan, havacılıktan devam edeceğim’ dedi. Şu an Türkiye’yi uçurduğu üzere Dünya’yı da uçuruyor. Birinci uçuşun olduğu o gün daima birlikteydik, o anlara şahitlik ettim. El ile atılan minik İHA’lardan SİHA’ya, Akıncı’ya, oradan Kızılelma’ya uzanan bir öykünün içerisindeyiz. Artık ise amfibik gemimizde dikey iniş kalkış yapabilen DİHA’larımız kullanılacak” diyerek kelamlarını tamamladı.

Mehmet Seyyit Türker, 1960 yılında Trabzon Çaykara ilçesi Soğanlı köyünde doğdu. Sultan Alparslan oğlu Sultan Melikşah’ın hayatta olan torunlarındandır. Öğretmen Hikmet Türker‘in oğlu ve merhum müfettiş Hasan Türker‘in yeğenidir. Babasının memuriyeti nedeniyle birinci ve orta tahsilini İstanbul’da yapmış, Trabzon Lisesi’nden mezun olmuştur. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde ön lisans eğitimini ve daha sonra Anadolu Üniversitesi Toplumsal Bilgiler Kısmında lisans eğitimini tamamlamıştır. Ayrıyeten 1988 yılında Türkkuşu Uçuş Okulundan da lisanslı pilot olarak mezun olmuştur. 1992 yılında da Topair Uçuş Okulundan çok motorlu pilot lisansına sahip olmuştur. 1980-1981 yıllarında Giresun Eğitim Yüksek Okulunda kursiyer öğretim elemanı olarak çalışmıştır. 1990’lı yılların başında Sovyetler Birliğinin dağılmasının akabinde Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine gitmiş yüklü olarak da Kazakistan Cumhuriyetinde kalmıştır.

Kazakistan Devlet Başkanlığı bünyesindeki ARAY Vakfına İktisat ve Kültürel Bağlar Danışmanı olarak hizmet vermiştir.2002 seçimlerinde Trabzon’dan BBP milletvekili adayı olmuştur. BBP’de 2001-2007 yılları ortasında MKYK üyeliği yapmıştır.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte Türk-İslam davasına omuz vermiş ve onu bu uğraşında yalnız bırakmamıştır. Hala birçok vakıf ve dernekte kurucu ve idare heyeti üyesi olarak sivil toplum kuruluşlarında fahri olarak çalışmaktadır. Avrasya Bir Vakfının istişare konseyi üyesi, evli ve üç çocuk babası.