Bugün Meclis’te yaşananlar Kıbrıs Türk halkının tarihsel ve destansı mücadelesine hakarettir. Dünyanın tanımadığı Meclisimizi şimdi neredeyse biz de tanımaz pozisyona düştük. “Sözde Meclis Başkanı” ifadelerini kendi Meclis çatımız altında işitir hale gelmek kabul edilebilir bir durum değildir.
Meclisimizde “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” yazısı vardır. “Egemenlik” sözcüğü siyaset biliminde “iradenin ve yönetimin bölünmemesi, tek elde toplanması” anlamına gelir. Biz bugün iki Meclis yönetimi ilan ederek siyasal literatürü de altüst etmeye başladık. Kavramları ve değerleri bu şekilde çiğnemek inanılır gibi değildir.
2009 yılında 26 milletvekili ile tek başına hükümet kuran UBP, Meclis Başkanını ilk iki turda seçememişti. UBP’li 3 milletvekili Hasan Bozer Bey’e oy vermemişti. O zamanki dört muhalefet partisi birden “Sizin iç kavgalarını bizi ilgilendirmez. Meclis’i çalıştırmak bizim de sorumluluğumuzdur” diyerek üçüncü turda UBP adayına oy vermiş ve 40’ın üzerinde kabul oyuyla başkan çıkarmıştı. O dönemin sorumlu muhalefet liderleri Ferdi Sabit Soyer, Serdar Denktaş, Mehmet Çakıcı ve Turgay Avcı’nın bu tutumları keşke bugünkü ana muhalefete ilham verseydi.
Bir milletvekili olarak gelinen aşamadan hiç mutlu değilim. Hükümete mensup milletvekilleri, halk yararına olacak bir üretkenlikle çalışmalı; muhalefet de yine halk yararına olacak şekilde yasama ve denetim çalışmalarına odaklanmalıdır. Oysa bizde herkes ya iç hesaplaşmanın ya da partisel üstünlük sağlama çabasının esiri haline dönüştü. Meclis bir ayı aşkın süredir çalışamıyor. Bunu kimse içine sindiremez, sindirmemelidir. Lütfen birisi izah etsin; son bir aydır yaşadığımız kavgaların halkımıza sağladığı tek bir yarar oldu mu?
Muhalefetin güya hukuk içinde kalarak attığı adımlar tamamen siyasidir ve hukukla ilişkisi yoktur. Örneğin “Meclis’in hukuki olarak seçilmiş bir başkanı yoktur” diyerek eski Başkan Yardımcısına Meclis açtıran zihniyetin kendi içinde bile tutarlılığı bulunmamaktadır. Ziya Bey seçilmiştir. Ama varsayalım ki denildiği gibi seçilmemiş olsun. O zaman yetki eski Başkana geçmez mi? Zorlu Bey’i ne ara İçtüzükten atıp, yetki sırasını Fazilet Hanım’a getirebildiniz?
Gelinen aşamada bu krizi daha fazla uzatmanın bir anlamı yoktur. Sayın Başbakanla Sayın ana muhalefet liderinin siyasi tecrübesi oldukça fazladır. Benim kendilerine formül önermem haddimi aşmak olur ama iyi niyetle bir araya gelirlerse bu sorunu 15 dakika içinde çözebileceklerine inanıyorum.