1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Deniz Gürgöze’nin röportajı

Deniz Gürgöze’nin röportajı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son günlerde ülkemizde hızla yayılmaya başlayan Mavi Dil Hastalığı, küçükbaş hayvancılık sektöründe büyük bir tehdit oluşturuyor. İlk olarak Karpaz bölgesinde görülmeye başlayan hastalık şimdilerde Mesarya bölgesini sarmış durumda… Hayvan ölümlerindeki artış üreticilerde ciddi endişeler yaratırken ilgili bakanlık henüz somut bir adım atmış değil.

Hayvan üreticileri yetkililerin bu konuda henüz somut bir adım atmamış olmasından şikayetçi…

Paşaköy, Aydınköy ve Doğancı bölgelerindeki üreticiler, “Hayvanlarımızı satamıyorduk, şimdi de bu hastalık gündeme geldi. Hayvancının durumu perişan, bölgelerde hiçbir önlem alınmış değil” şeklinde konuşarak yaşadıkları sıkıntıları aktardılar.

Mavi Dil Hastalığı’nın küçükbaş hayvanlar üzerindeki etkilerine dair endişeler artarken, veteriner hekimler de konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Uzmanlar, hastalığın yayılma riskine karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi vererek, üreticilerin dikkatli olmaları gerektiğini vurguladılar.

Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği (KTVHB) ise yaptığı açıklamada, mavi dil hastalığının insanlara bulaşmadığını, et ve süt ürünlerinin tüketilmesinde halk sağlığı açısından bir risk olmadığını belirtti. Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Burak Toksoy, “Hastalık varlığından şüphelenilen işletmelere Veteriner Dairesi tarafından hayvan hareketi yasağı (karantina) uygulanır. Buna göre işletme sahipleri hiçbir şekilde damızlık ve/veya kasaplık nitelikli hayvan alım ve satımı yapamaz. Kasaplık hayvan satışları, üreticinin bağlı bulunduğu Kaza Veteriner Dairesinin iznine bağlı olarak ve veteriner hekim muayenesi sonrası sadece sağlıklı olup herhangi bir hastalık semptomu göstermeyen hayvanlar için gerçekleştirilir’’ açıklamasında bulundu.

Gökay Dumanlı / Paşaköy

Paşaköy bölgesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Gökay Dumanlı, Mavi Dil Hastalığı’nın yalnızca koyunlarda değil, ineklerde de görülebileceğine dikkat çekti. Dumanlı, hastalığı yaklaşık bir hafta önce mandıralarında fark ettiklerini ve hastalığa yakalanan hayvanları hemen ayrı bir bölüme aldıklarını belirtti. İlk belirtiler arasında iştahsızlık ve ağızda köpük oluşumunun gözlemlendiğini ifade etti.

Veteriner Hekim Mustafa Naimoğluları’nın tedavi sürecine başladığını, gerekli ilaçların temin edilerek düzenli olarak uygulandığını aktardı. Dumanlı, hastalığın sineklerle bulaşmasının, aynı bölgede bulunan diğer hayvanlar için de risk oluşturduğunu vurguladı. Hayvanlarını birkaç gün boyunca kontrol altında tutarak sürecin ilerleyişini gözlemlediklerini, ancak Veteriner Dairesi’nden henüz bir yetkilinin gelmediğini söyledi.

Hayvanların su tüketiminin ciddi oranda arttığını, özellikle hamile hayvanların hastalığı daha ağır geçirdiğini belirten Dumanlı, hastalığın hızla yayıldığını ve ağılların giriş kısmından başlayarak 4-5 gün içinde tüm alana yayıldığını ifade etti. Büyükbaş hayvanlarda da hastalık belirtileri gözlemlediklerini kaydetti.

Dumanlı, çevredeki çöp alanının sorunu daha da derinleştirdiğini, çöplüğe ölü hayvanların atılması ve sürekli atık birikmesinin sinek oluşumunu durduramadığını dile getirdi. Belediyenin ağılları ilaçlamasının iyi bir önlem olduğunu, ancak çöplüğün kapatılması ya da ek önlemler alınmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Ayrıca, çevredeki mandıralarda da benzer hastalık vakalarının bulunduğunu, önerilen önlemlerin (örneğin ışık yakmamak) tek başına yeterli olmadığını, kapsamlı bir çözüm gerektiğini sözlerine ekledi.

Mutallip İncirlili / Paşaköy

Paşaköy’de küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Mutallip İncirlili, son üç haftadır Mavi Dil Hastalığı ile mücadele ettiğini ve sekiz hayvanının bu hastalığa yakalandığını açıkladı. İncirlili, hayvanlarını karantinaya aldığını belirterek, devletin bu hastalıkla ilgilenmediğini ifade etti.

Hastalığın yaklaşık iki aydır bölgede görüldüğünü belirten İncirlili, “Önlem alınmadı. Hayvanların kan alımı yapıldı, fakat sonuçlarla ilgili bir bilgi verilmedi” dedi. Ölen hayvanların imhası konusunda da endişelerini dile getiren İncirlili, “Ölen hayvanların bir çukur kazılarak imha edilmesi gerekiyor. Ancak bu hayvanlar, açıkta bulunan çöplüğe atıldı ve buradan daha fazla hastalık üretilmesine neden oluyor” şeklinde konuştu.

Yeşim Ballı / Paşaköy

Paşaköy’de küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkla uğraşan Yeşim Ballı, mavi dil hastalığı belirtilerinin yaklaşık bir hafta önce fark edildiğini belirterek, hasta olan hayvanlarını karantinaya aldığını vurguladı. Mandıra sahibi Yeşim Ballı, hayvanlarının dudaklarında ve gözlerinde şişlikler oluştuğunu belirtti. Şu ana kadar hastalanan hayvan sayısının 10’a ulaştığını ve bazılarının beslenme geriliği yaşadığını ifade etti.

Ballı, hastalıklı hayvanları başka bir mandıraya alarak, her sabah düzenli ilaçlama yaptıklarını söyledi. Veteriner Dairesi’nin şüpheli hayvanlardan kan örnekleri alarak inceleme başlattığını söyleyen Ballı, ‘’Ne yazık ki bazı hayvanlarımız hayatını kaybetti’’ dedi.

Toplamda 500 hayvana sahip olduklarını vurgulayan Ballı, gebe hayvanlarda durumun fark edildiğini ve başlangıçta gebelik zehirlenmesi olabileceğini düşündüklerini belirtti. Yemleri düzenli olarak kontrol ettiklerini ve hastalık ortaya çıktıktan sonra elden geldiğince ilaçlama ve kontrol yapmaya çalıştıklarını söyledi. Ballı, hastalığın daha fazla yayılmadan gerekli önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaparak, hayvan sağlığının korunması için yetkililerden destek beklediklerini söyledi.

Bayram Büyükhoca / Aydınköy

Aydınköy bölgesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Bayram Büyükhoca, çocukluğundan beri bu mesleğin içinde olduğunu ve babasından devraldığı bu geleneği sürdüğünü belirtti. Şu anda 300 kadar koyun, kuzu ve keçiden oluşan bir sürüye sahip olan Büyükhoca, son dönemde ülkemizde yaygınlaşan Mavi Dil Hastalığı hakkında kaygılarını dile getirdi.

“Mavi Dil Hastalığı henüz bölgemize gelmedi, ama Karpaz’dan Lefkoşa’ya kadar yayıldı” diyen Büyükhoca, hastalığın kendi bölgelerine ulaşma ihtimalinin endişe verici olduğunu ifade etti. “Bu konuda yeterince bilinçli değiliz. Hayvan alım-satımını durdurmadık, ama durumu yakından takip ediyoruz” şeklinde konuştu.

Mehmet Beykant / Aydınköy

Aydınköy’de 20 yıldır küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Mehmet Beykant, Mavi Dil Hastalığı’nın yayılmasına karşı devletin etkili bir mücadele yürütmediğini vurguladı. Beykant, “Her dönem gelen bakan ve bürokratlar, kendi bakış açılarına göre hareket ediyor. Bu durum, çoğu zaman seçim yatırımı amacıyla yapılan şovlardan ibaret kalıyor,” dedi.

Bazı belediyelerin ilaçlama hizmeti sunduğunu ifade eden Beykant, “Bizim belediyemize sinekler ve haşereler konusunda başvurduk, ama çeşitli gerekçelerle bir ilaçlama yapılmadı. Bu konuda maalesef destek göremiyoruz.

Mavi Dil Hastalığı hızla yayılıyor ve sinek bu hastalığın bulaşmasını sağlayan en önemli unsur. Belediyeler ağılları ilaçlamazsa hastalığın önüne geçilemeyecek” şeklinde konuştu.

Selda ve Gökhan Dalkılıç / Aydınköy

Aydınköy’de yaklaşık otuz yıldır hayvancılıkla uğraşan Selda ve Gökhan Dalkılıç, son zamanlarda gündemde olan hayvan hastalıklarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Gökhan Dalkılıç, hastalıkların hızla yayıldığını vurgulayarak, “Karpaz’dan Lefkoşa’ya hayvan taşıyanlar var. Bu hastalıkların başka bölgelere bulaşmaması için ciddi önlemler alınmalı. Devletin taşıma işlemlerinde kontrolü sıkılaştırması gerekiyor” dedi.

Selda Dalkılıç ise, bu yıl altı inek kaybettiğini belirterek, “Sağlıklı inekler bir anda ölüyor; bazen nedeni bile bulunamıyor. Bu durumda devletin destek vermesi lazım, en azından teşhis ve tedavi konusunda daha iyi bir sistem olmalı,” diye ekledi. Hayvan hastalıklarının kaynağının ya da çözümünün tam olarak bilinmediği durumların üreticileri zorladığını dile getiren Dalkılıç, “Kan alındı ama tespit edilemedi,” ifadelerini kullandı.

Osman Uluşan / Doğancı

Doğancı’da küçükbaş hayvancılık yapan Osman Uluşan, Mavi Dil Hastalığı’nın bölgelerine gelmediğini fakat gelirse de nasıl mücadele edebileceğini bilmediğini söylendi. Mavi dil hastalığıyla ilgili adada aşı bulunmadığını belirten Uluşan, aşının bir an önce ülkemize getirilmesinin önemine dikkat çekti.

Hayvancı olarak hastalığa karşı nasıl önlemler almayı düşündüğüne dair soruları yanıtlayan Uluşan, “Kendi imkanlarımla ilaçlama yaptım. Duyduğum kadarıyla hastalık sineklerden bulaşıyor. 2-3 kez karasinekler için ilaçlama yaptım, ama belediyelerin de bu konuda düzenli ilaçlama yapması gerekiyor. Bizim bölgede böyle bir çalışma yok,” ifadelerini kullandı.

Uluşan, hayvancılar arasında bilinçlendirme olmadığını düşündüğünü ve Veteriner Dairesi’nden gelen açıklamalara rağmen hükümetten daha fazla kontrol ve destek beklediğini belirtti. “Belediyeler için ayrılmış 3,5 milyon TL bütçe var, bu ilaçlama için kullanılmalı” dedi.

Mehmet Ertan / Doğancı

Doğancı bölgesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan Mehmet Ertan Mavi Dil Hastalığı’nın bölgelerine uğramadığını fakat böyle bir hastalığın bölgeye gelmesi halinde nasıl mücadele edileceği konusunda devletin bir bilgi vermediğini söyledi.

Hayvan alım satımlarla ilgili kısıtlama getirilmesi gerektiğini dile getiren Ertan, bu hastalıkla ilgili bölge hayvancılarının bilinçli olmadığına dikkat çekti. Ertan, bölgesel karantina uygulamasının şart olduğunu söyledi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Deniz Gürgöze’nin röportajı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir