zı içeriklerinin günümüz değerleriyle uyuşmadığını ifade eden Seylani, kendi oyunlarında eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşımı benimsediklerini şöyle anlattı:
“Bugün eski oyunlardaki etnik köken temelli espriler, milliyetçilik pompalayan, kendinden olmayanı ötekileştiren anlayış bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Biz insanlarla birlikte hayvanların, doğanın ve tüm canlıların uyum içinde yaşadığı bir dünya hayal ediyoruz. Karagöz oyunlarımızda da bunu anlatmaya çalışıyoruz.”
-“Sadece çocuklara değil, yetişkinlere de hitap ediyor”
Karagöz oyunlarının sadece çocuklara değil, yetişkinlere de hitap ettiğini söyleyen Seylani, toplumsal gerçekçi bir tiyatro anlayışıyla oyunlarını sahnelediğini kaydetti. Seylani, bu yaklaşımı somutlaştıran bir örneği şu sözlerle aktardı:
“Yaz aylarında elektrik faturalarının çok yükseldiği bir dönemde, ‘Gizli Hazine’ adlı oyunda Karagöz tavuk olur, karşısına çıkan yılana ‘Gardaşcığım batsalli, ne zaman uyandın be kış uykusundan?’ der. Yılan da ‘Havalar ısındı, artık uyandım’ der. Karagöz de devam eder: ‘Bir şey sorayım sana, bu kadar zaman yattınız, klimalar açık… Elektrik faturasını nasıl ödersiniz?’ Yılan da ‘Biz toprağın altında yaşarık, ödemeyik’ diye yanıt verir. Karagöz ise ‘Bu gidişle biz de toprağın altına taşınacayık, çünkü yeryüzünde faturaları kaldıramıyoruk’ der. Bu tür küçük detaylar hem çocukların hem yetişkinlerin farkında olduğu şeyler. Biz sanatçı olarak bunları dile getirdiğimizde toplumsal misyonumuzu yerine getirdiğimize inanıyoruz.”
-Ustalık nişanesi püskül…
Bursa’da katıldıkları festivallerin ardından Karagöz oyunları için Bursa’dan sanatçı davet etmeye başladıklarını anlatan İzel Seylani, bu süreçte tanıştığı usta sanatçı Tayfun Özeren’in kendisine geleneksel Karagöz perdesini hediye ettiğini söyledi. Seylani, bu perdeyle ilgili yaşadığı deneyimi şöyle aktardı:
“Tayfun Hoca, benim Karagöz Paragöz oyunumu Kıbrıs’ta izledi. Bizim davet ettiğimiz bir festivalde başka bir oyun için buradaydı. Giderken perdesini bana bıraktı ve ‘Sen bu perdeyi hak ediyorsun’ dedi. Perdenin önünde geleneksel olarak püsküller olur. Ama bu perdede bir püskül eksikti. Nedenini sorduğumda, ‘Bunu sana birkaç sene sonra söyleyeceğim’ dedi.”
Yıllar sonra Bursa’da büyük ustaların yer aldığı bir etkinliğe en genç Karagözcü olarak katıldığını belirten Seylani, orada yeniden görüştüğü Tayfun Özeren’in eksik püskülün anlamını kendisine şöyle açıkladığını aktardı:
“Hiçbir zaman ‘olduk’ deme lüksümüz yok”
“‘Ne zaman ki usta olduğunu düşünürsün, o zaman takabileceğin bir püskül. O püskül, artık oldum demektir’ dedi. Kendi ustasının da o püskülü hiç takmadığını söyledi. Ben de takmadım. Çünkü bu işin bir anlayış biçimi olduğuna inanıyorum. Sürekli öğreniyoruz, hiçbir zaman ‘olduk’ deme lüksümüz yok. Ben Tayfun Hoca’nın perdesini kullandığım sürece öğrenmeye devam edeceğim. O yüzden o püskül eksik kalacak bu perdede…”
-“Gençler mesafeli”
Sanatçı İzel Seylani, gölge oyunu geleneğini yaşatmak için bilgi paylaşımına açık olduklarını, öğrenmek isteyen herkese destek vermeye hazır olduklarını kaydederek, öte yandan yeni mezun oyuncuların Karagöz’e ilgi göstermediğini söyledi.
Gölge oyunu sanatının zorluklarına da dikkat çeken Seylani, bu alanın ilgi görmemesinin nedenlerini şöyle açıkladı:
“Ne yazık ki oyunculuk mezunları Karagöz’ü kolay bir alan olarak görmüyor. Çünkü 1-2 sesle değil, 10-12 farklı sesle karakterleri canlandırmak gerekiyor. Bu da ciddi bir çalışma, azim ve disiplin istiyor. Ayrıca sadece oyunu oynamakla da bitmiyor. Bağlantı kurmanız, sponsor bulmanız, perde kurmanız, oyunları organize etmeniz gerekiyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında, yeni nesil Karagöz’e yeterince ilgi göstermiyor.”
-Yeni proje: “Yaban Rüyası”
Yeni oyunlar hakkındaki soru üzerine “Yaban Rüyası” adlı bir projenin hazırlıklarının sürdüğünü dile getiren Seylani, gölge oyununun daha fazla çocuğa ulaşması için belediyelerle iş birliği başlattıklarını kaydetti.
Oyunların uzak bölgelerdeki çocuklara ulaşmasında yaşanan sorunların kendisini üzdüğünü dile getiren Seylani, bundan sonraki süreçte, belediyelerle iş birliği yapmaya hazırlandıklarını da anlattı.