Eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Dış İlişkiler ve Güvenlikten sorumlu Başkan Yardımcısı olmaya aday gösterilmesi üzerine Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yaptığı konuşmada, Birliğin ateşkes ve “iki devletli çözüm” çağrılarını yineleyerek Orta Doğu politikasında değişiklik sinyali vermedi.
AB’ye üye ülkelerde 6-9 Haziran’da, gelecek 5 yıllık yönetimi belirlemek için yapılan seçimlerin ardından, AB’nin yürütme organı Komisyon’un yeni ekibinin oluşturulmasına dair süreç devam ediyor.
Estonya’nın, AB Komisyonu Başkanlığına bir kez daha seçilen Ursula von der Leyen’in yeni ekibine katılması için aday gösterdiği ve von der Leyen tarafından Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi olmaya uygun görülen Kallas, AP milletvekillerinin karşısına çıktı.
Kallas konuşmasına başlarken 10 yıl önce kendisinin milletvekili olarak bulunduğu salonda şu an Komisyon Üyesi adayı olarak yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, milletvekillerinin desteğini istedi.
“Avrupa’nın çıkarlarına hizmet etmek ve AB’nin dünyadaki konumunu güçlendirmek için elimden geleni yapacağım.” diyen Kallas, şöyle devam etti:
“Bu, kolay bir beş yıl olmayacak. Avrupa kıtasında tam ölçekli bir savaş yaşanıyor. Etrafımızda otokratik koalisyonların oluştuğunu ve dünyanın dört bir yanında tehditkar jeopolitik değişimlerin yaşandığını görüyorum. Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran gibi aktörlerin kurallara dayalı uluslararası düzeni değiştirmeyi hedeflediklerini görüyorum. Çin ve Rusya’nın karşılıklı bağımlılıkları silah olarak kullandığını görüyorum. Tehdidin ne olduğunun farkında olmalı ve en yakın müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte kimliğimizden bir milim bile kaybetmeden buna uygun şekilde karşılık vermeliyiz.”
– Gazze
Kallas, görev süresince iki önceliğinin Ukrayna’da devam eden savaş ve Orta Doğu’da yaşanan çatışmalar olacağını aktardı.
Öte yandan, hem açılış konuşması boyunca hem de milletvekillerinden gelen Gazze’yle alakalı sorularda İsrail’i doğrudan eleştirmekten kaçınan Kallas, AB’nin “iki devletli çözüm” ve ateşkes yanlısı duruşunu yineledi.
Belçikalı milletvekili Marc Botenga’nın kendisine “İsrailli askerleri Rus askerlerini eleştirdiği gibi eleştirip eleştirmeyeceğini” sorması üzerine Kallas, sivillere ya da sivil altyapıya saldırmanın insancıl hukuk kapsamında yasak olduğunu ancak bunun “her zaman gerçekleştiğini” ve “gerçekten yürek parçalayıcı” olduğunu söylemekle yetindi.
AB’nin saldırıları durdurmak için “elinden geleni yaptığını” savunan Kallas, çözüm için ABD ve Körfez ülkeleriyle birlikte çalışmayı sürdüreceklerini söyledi.
Kallas, İspanya ve İrlanda tarafından talep edilen AB-İsrail Ortaklık Anlaşmasının askıya alınma talebine ilişkin yorum yapmazken, İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) faaliyetlerini yasaklayan kararına ilişkin soruyu ise geçiştirerek İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar ile çalışmaya açık olduğunu belirtti.
– Ukrayna
Ukrayna’nın Rusya karşısında “zafer” kazanması gerektiğini vurgulayan Kallas, Avrupa’nın “ne kadar sürerse sürsün” Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğini aktardı.
Kallas, Rusya’nın dondurulmuş varlıklarının Ukrayna’nın yeniden inşasında kullanılması gerektiğini dile getirerek, “Rusya’nın bize karşı meşru bir talebi olduğunu kabul ediyoruz çünkü onların varlıklarına sahibiz. Ancak Ukrayna’nın da Rusya’ya karşı meşru bir talebi var. Rusya Ukrayna’yı yok ediyor ve bunun bedelini ödemeli.” şeklinde konuştu.
– Savunma sanayi, NATO ile ilişkiler
Çin’i “stratejik rakip” olarak nitelendiren Kallas, AB’nin Pekin’e olan tedarik zinciri bağımlılığını azaltması gerektiğini ve Çin’in de Ukrayna’da Rusya’yı desteklediği için “sorumluluk hissetmesi gerektiğini” aktardı.
Kallas, savunma sanayiye daha fazla yatırım yapılması gerektiğini söyleyerek, “Rusya, İran ve Kuzey Kore’nin tüm Avrupa-Atlantik bölgesinden daha fazla ekipman üretmesini kabul edemeyiz.” dedi.
AB’nin savunma politikası oluşturma çabalarının NATO’ya ikilik oluşturup oluşturmadığına ilişkin, iki örgütün birbirinden farklı rolleri olduğunu hatırlatan Kallas, AB’nin rolünün savunma sanayini geliştirmek ve mühimmat üretimini arttırmak olduğunu, NATO’nun ise askeri bir örgüt olduğunu anlattı.
Kallas, “AB’nin kendi ordusunu kurması” fikrine katılmadığına işaret ederek, “AB’nin NATO’dan ayrı bir askeri güce ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Eğer iki paralel yapıya sahip olursak, top iki sandalye arasına düşer ve buna ihtiyacımız yok.” ifadesini kullandı.
– ABD seçimleri
Oturum boyunca ABD’de yapılan seçim sonuçlarının ikili ilişkilere etkileri hakkındaki soruları da yanıtlayan Kallas, “Dünya genelinde gördüğüm kadarıyla en güçlü müttefikler biziz ve birbirimize destek olmaya devam etmeliyiz.” diye konuştu.
ABD’nin 47. Başkanı seçilen Donald Trump yönetimiyle göreve başlamadan önce temasa geçeceğini aktaran Kallas, Trump’ın Başkan Yardımcısı olacak JD Vance ile birbirlerini tanıdıklarını kaydetti.
Kallas ve diğer 25 Komisyon üyesi adayının, AP komitelerinde katıldığı soru-cevap oturumları tamamlandığında AP Genel Kurulu’nun onayının ardından aralık ayında göreve başlaması bekleniyor.