“Yarın babam Ünal Çağıner in hayata gözlerini kapattığı ikinci yılı. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Ünal Çağıner in babam olması dışında vatansever ve hayırsever bir insan olarak eserleri ile anılması büyük bir gurur. Ünal Çağıner i kıymetli yapan tırnaklarıyla yarattığı eserlerinden daha kıymetlisi yaşadığı DEĞERLERDİ. Kibiri yoktu gösterişi sevmezdi aşırılığa karşıydı. Netti, dürüsttü insanları ve hayvanları severdi sayardı ama yürekten, göstermek için aşırı bir çabası yoktu olduğu gibiydi. Olduğu gibi olmak ona yakışıyordu. Varlıklıydı ama varlık onun için araçtı sadece. Çalışkandı çünkü üretmenin çok kıymetli olduğunu söyler ve yapardı. Ulaşılırdı; herkese kapısı açıktı yeri belliydi ve mütevaziydi. Ulaşılabilir olduğu kadar ulaşabilirdi de istediğine kimse onun ayağına gitmeyi bir ağırlık görmez tam tersine masasına sohbetine katılmayı özlerdi. Memleketini çok severdi ama memleketinin insanınını da çok severdi değer verirdi. Tutkuluydu işine yarattığı Acapulcosuna bir o kadar da şefkatliydi çalışanına.
İki yıl oldu İçim, ben ve torunları onun eserine ve eserlerine sahip çıkmaya çalışıyoruz çıktığımızından da farkındayız. Ama Ünal Çağıner olmak demek eser yapmak veya işletmek olmadığını onu kaybettikten sonra anladık. Değerlerini yaşatmak çok daha zor.Tek bir adamın değerlerini iki kişi ve torunları ile birlikte bir yerinden tutarak yaşatmaya çalışıyoruz ama hepimiz bir Ünal Çağıner etmiyoruz maalesef. Kolay değil Ünal Çağıner olmak sanırım öyle doğuluyor. En azından çabalıyoruz. Çabalamaya devam edeceğiz. Doğru dürüst üretken olmaya devam edeceğiz. Üretirken ülkemizi sevmeye ve insanlarımızı sevmeye devam edeceğiz tam da onun istediği gibi. En büyük mirası bu idi sanırım en ağırı da bu olacak gelecek nesiller için. Değerler çok değerlidir bir o kadar da zordur onlara bir ömür sadık kalabilmek. İyi ki doğdun iyi ki babamız oldun ve bize bu değerleri miras bıraktın. Sen rahat uyu baba; son nefesimize kadar değerlerin uğruna çalışmaya, sevmeye ve sevilmeye devam. Nurlar içinde uyu.”