Yeni bir haftaya başlarken,
Malum kış mevsimi kendini göstermeye başladı, hafta sonu yağışlı bereketli geçti.
Yağmur iyidir yeter ki tadında yağsın, çiftçinin yüzü güler yıl bereketli geçer ve emeğin karşılığıalınır mutlaka.
Mutlaka diyorum çünkü ürün ne kadar çok olursa haliyle ucuzluk olur, en azından eskiler böylesöylerdi. Yoksa bu söz gerçekten de eskide mi kaldı yaşayıp görmeye tecrübe etmeye devamedeceğiz o zaman.
Malum yerli üretim patates 130 TL ile rekorlar kitabına girmek için şartları zorladığı birdönemden geçiyoruz.
Diğer ürünlerden bahsetmiyorum bile, onlar çoktan rekorlar kitabındaki yerlerini almış ve yeni rekorlar kırmanın peşindeler.
Ancak patates milli yemeğimizdi, ondan ayrılmak inanın çok zor gelecek bir çok insanımıza.
Düşünmeden edemiyorum, Amerikan başkanlık seçiminin bunun yada bunlarla bir alakası var mıdiye. Oysaki seçim sonrası dövizde bir gerileme oldu, piyasaların buna olumlu cevap vermesigerekiyordu.
Yine olmadı, belki dört yıl sonra yine olur ve bizim memleketimize ucuzluk gelir. Beklemeyedevam o zaman zaten alıştık hep beklemeye.
Meşhur “HAL Yasamız” vardı geçti demişlerdi ne oldu merak ettim doğrusu yoksa iyi HAL’deno da mı gitti yoksa.
Hayatın ne denli pahalılaştığını hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Alım gücünün günden güneeridiğini, azaldığını yine hep birlikte tecrübe ediyoruz.
Denetimsizlik sonucunda, her ürünün bizzat satıcısı tarafından tamamen keyfinin istediği şekildeve istediği fiyata satıldığının farkındasınız umuyorum.
Ekonomide yaşanan durağanlığın, birçok iş yerinin siftah dahi yapmadan iş yerini açıp sonrakapadığını görmemek için artık kör olmak lazım diye düşünüyorum.
Ve açtığı bu iş yeri için yine her gün, elektrik su ve diğer mesleki anlamdaki harçlarını bir tamamödediğini ve bu durumdan artık bunaldıklarını biliyormuyuz. Sanırım hayır çünkü herkes kendinikurtarmanın peşinde.
Esnafın hali hal değil, özel sektör çok zor durumda.
Sorun değil biz herşeye rağmen borçlanır maaşlarımızı öderiz diyorsanız mesele yok. En fazlabütçe açık verir onu da borcu borç ile bir şekilde hallederiz.
Bütün mesele buysa eğer.
Ama özel sektör ne yapacak, yaklaşan büyük ekonomik buhran karşısında ne kadar ayaktaduracaklar. Sahi onlar bulur bir çaresini diyorsak o zaman başka.
Ancak bulamıyorlar işte, sıkışıp kalmış durumdalar, alın Merkez bankası verilerini borç yükü ne kadar arttı diye kendiniz görün.
Hane halkı desen onlar da çok zor durumda, millet kredi kartlarına yüklenmiş hayatını idameetme derdinde.
**
Son günlerde depremler oluyor adamızın güneyinde, bilim insanları ve uzman kişilerin uyarılarıoldu bu konuda ama herzamanki gibi bize birşey olmaz edasıyla gündeme dahi düşmedi bu konu.
Ne de olsa bizim yine Yüce Meclis Başkanlığı konumuz gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Mesela Tunç Adanır uyardı; Kıbrıs’ta 7 şiddetinde deprem bekleniyor, neden konuşmuyoruzdiye.
Ayrıca Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadili, dün sabah saatlerinde Kıbrıs’ta yaşanan ve büyüklükleri 3 ila 4 arasında değişen 6 depremle ilgili “Kıbrıs Gazetesine” önemli açıklamalarda bulundu.
“Vadili, bölgenin binlerce yıldır bu tür bir deprem rutini yaşadığını belirterek, bu olayın ciddiyealınması gerektiğine dikkat çekti”.
Hatta ve hatta “depremlerin güneyden kuzeye uzanan ve karayı kesen sol yanal doğrultu atımlıbir fay hattından kaynaklandığını ve “Bugüne kadar bu hattın varlığından bu denli anlaşılır birsismik kayıtla haberdar olmamıştık” dedi.
Sahi bize gerçekten de birşey olmaz mı, böyle mi düşünüyoruz yani.
Yoksa “Allah korusun” korumasına da bizler bu konuda önlem almaya başladık mı. Hiçsanmıyorum ama neyse..!!
Kalın Sağlıcakla..