Dilek Kırıcı
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kıbrıs
  4. Ünal Üstel ve Barış Dili

Ünal Üstel ve Barış Dili

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ünal Üstel ve barış dili…

Bir anektod

Yıl 2002 – 2003

Annan Planı’nın ülkeyi salladığı, insanların kutuplara ayrıldığı, kardeşlerin, eşlerin, ailelerin ayrıştığı, insanların “ vatan haini”, “ satılmış”, “rumcu”, “milliyetçi” ilan edildiği yıllar.

Hükûmette UBP-CTP koalisyonu vardı.

Avrupa Birliğinin parlamentosunun, konseyinin tüm organlarıyla Lefkoşa’ya taşındığı yıllar…

Sanki dünyanın gündemi tükenmiş işi gücü bitmiş, minicik “Kıbrıs” dünya gündemine taşınmıştı.

O günlerin ruhu başka bir şeydi.

22 yıl sonra anlatmak, o günleri yaşamayanlar için pek anlaşılabilir gibi değil.

Daha fazla detaya girmeyeceğim çünkü bugünün konusu başka.

Çalıştığım TV’de o günlerde Annan Planı’nı desteklediğim için işten çıkarılmıştım.

Meclisi, mecliste takip eden gazeteciydim o yıllarda.

Siyasilerle dostluğumuz, samimiyetimiz ve arkadaşlığımız hemen hemen elli milletvekili ile de vardı.

İşte Ünal Üstel’i o yıllardan tanıyorum, kendisi o dönem Meclis Başkan Yardımcısıydı.

Tam 22 yıl olmuş.

Arkadaşlığımız dostluğumuz bugüne kadar aralıksız sürdü.

Yaşadığım o zorlu dönemde, benim için defalarca dönemin Bakanı Salih Çoşar’ın kapısını çalmış, “Dilek, iki çocuğuyla işsiz kaldı Dilek’e acil iş bulmamız lazım” demiştir.

Malum düşenin dostu olmaz çoğu kez…

Annan Planı’nın o keşmekeşinde, böyle bireysel yardımlarla kimsenin ilgilenmediği bir dönemde, beni hiç yalnız bırakmamış ve altı ay gibi uzun bir süreden sonra, Salih Çoşar’ın da katkılarıyla Kıbrıs Sigorta’ya girmemde en etkili isim olmuştur.

Eşimden ayrılmış iki küçük çocuğumla ortada kalmıştım.

Hiç akrabası bile olmayan genç bir kadın için çok zor bir dönemdi.

Ve bugün Allah’a şükür 20 yıllık çalışma hayatımı geçirdiğim, çocuklarımı büyüttüğüm işimi, bir an bile bana katkısını esirgemeyen Ünal Üstel’e borçluyum.

Peki ben bu satırları neden yazıyorum.

Minnet duyuyorum, evet

Kendisine müteşekkirim.

Ünal Üstel ismi benim için kardeştir, abidir, dosttur, kapısını çalabileceğim bir arkadaştır.

Siyasetçinin kişilik özellikleri kırmızı çizgimdir.

İnsanlığı, ruhu neler barındırır çok önemlidir.

27 yıllık basın hayatımda nelere şahit olmadım ki…

Ben, tüm basındaki arkadaşlarım ve toplum da…

Kendi insanını, halkını, muhalefetini, koalisyon ortağını her vesilede Türkiye hükûmetine şikayet edenler…

Türkiye siyasetini harekete geçirip, kendi güçleriyle alt edemedikleri partililerini yerden yere vuranlar, muhalefeti “ vatan haini” diye itham edenler ve Türkiye’nin gücü ile siyasi koltuklara sahip olanlar…

Hala daha siyasi gücünü kendi halkının desteğinden değil, Türkiye’nin desteğinden alanlar…

….

Ünal Üstel‘in en değerli bulduğum özelliği;

Barış dilidir.

Güven duyup duyulmayacağına bakarım bir siyaside…

Halkını Türkiye’de nasıl temsil ettiğine bakarım.

Türkiye ile ilişkilerinde, ülkesine hangi hizmetleri getirebileceğine bakarım.

Kurduğu hükûmette koalisyon ortaklarıyla uyum içinde olmasına bakarım.

Yaptığı açıklamalardaki tutarlılığına bakarım.

İnsanların yüzüne değil, arkasından hangi dili kullandığına bakarım.

Vicdanı var mı? Kapısına gidenin derdine çare buluyor mu ona bakarım.

Karar verebilme kabiliyeti var mı bakarım.

İnsanların etkisinde kalmadan liderlik sergiliyor mu bakarım.

Kendisine destek veren kalıcı dostları var mı bakarım.

Bu satırları 23 yıllık arkadaşlığa, dostluğa ve kardeşliğine dayanarak yazıyorum.

Bu duygular kurultay için yazılmış değildir.

Bu yazı “gelecek” için yazılmıştır.

İnsanın önce vicdanı olmalı

….

Ünal Üstel’in barış dili ve liderlik gücü bakalım ona daha hangi siyasi kapıları aralayacak.

Sevgiyle kalın.

Ünal Üstel ve Barış Dili
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir