1. Haberler
  2. Kıbrıs
  3. Haberci Köşe Yazarımız Cengiz Erçağ, bugün gündemine hayatın ne kadar pahalılandığını alıyor. Okulların açılmasıyla ailelerin alım gücünün yetersizliğinden kaynaklı çocuklarının okul masraflarını karşılayamayacaklarına dikkat çekiyor ve toplumdaki en büyük adaletsizliğin, “vergi adaletsizliği” olduğunu gündemine taşıyor .

Haberci Köşe Yazarımız Cengiz Erçağ, bugün gündemine hayatın ne kadar pahalılandığını alıyor. Okulların açılmasıyla ailelerin alım gücünün yetersizliğinden kaynaklı çocuklarının okul masraflarını karşılayamayacaklarına dikkat çekiyor ve toplumdaki en büyük adaletsizliğin, “vergi adaletsizliği” olduğunu gündemine taşıyor .

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni Bir Haftaya Başlarken,

Hepimizin şikayeti hayatın pahalı olması ve günden güne alım gücümüzün düşmesi.

Vatandaş tarafından bakıldığında, zorunlu olarak kemer sıkma politikaları son sürat devam ediyor.

Hele de borçluysanız TL veya Döviz farketmez, vay halinize.

Yeni eğitim döneminin başlamasına sayılı günler kaldı, çocukların okul masrafları falan derken, insanın içi daralıyor.

Hele de üniversite eğitimi için yurt dışına çocuk yollayacak aileler kara kara düşünmeye başladılar bile.

Haliyle tüm bunlar yaşanırken piyasalarda bir durağanlık söz konusu.

Son günlerde dövizin de artış göstermesi, karamsarlığı daha da tetiklerken yapılacak alışverişler de doğal olarak öteleniyor.

Şunu almayım, bu şimdilik dursun, 13. Maaşı alınca bakarız gibi söylemlerin arttığını hep birlikte müşahede ediyoruz.

Yaşanan bu durağanlık sayesinde, birçok işletmemiz zorlanmaya başlamış durumda.

Aracınıza servis mi yaptıracaksınız, evi mi boyatacaksınız, kendinize kıyafet mi alacaksınız ya da ev eşyası, şimdilik dursun diyorsunuz. Bu liste uzar ve gider….

Sadece gıda sektörü çalışıyor, o da mecburiyetten zaten.

Çünkü insanoğlu aç kalamaz mutlaka yemek, beslenmek zorunda,

Devlet tarafından bakıldığında ise piyasalardaki durağanlık doğal olarak devletin gelirlerini de azaltıyor.

Bu durumda bütçenin açık vermesi normaldir, çünkü gelirleriniz azalmıştır.

Malum dolaylı vergi kalemi devlete önemli bir gelir sağlamaktadır, çünkü mal ve hizmetlerin tüketimi üzerinden alınan vergilerdir dolaylı vergiler.

Çok mu fazladır bu dolaylı vergiler, evet çok fazladır.

Bu vergiler, mal veya hizmetin fiyatına eklenir ve nihai tüketici tarafından ödenir. Dolaylı vergiler, doğrudan tüketiciden alınmaz; bunun yerine, mal veya hizmeti satan kişi ya da kurum bu vergiyi devlete öder, ancak bu bedel malın ya da hizmetin fiyatına yansıtılır ki doğal olarak hayatı pahalılaştırır.

Örnek vermek gerekirse; Katma Değer Vergisi (KDV)

Fon adı altında alınan vergiler.

Gümrük Vergisi.

Dolaylı vergiler, geniş bir kitleye uygulanması ve tahsilatının kolay olması nedeniyle devletimiz için önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak, gelir düzeyi fark etmeksizin herkes aynı oranda bu vergiyi ödediği için, düşük gelirli kişiler üzerindeki vergi yükü, yüksek gelirli kişilere göre daha fazla olabilir.

Hepimizin malumu ülkemizde en çok tartışılan konulardan birisi de, yaşadığımız coğrafyada adil bir vergi sisteminin olup olmadığı yönündedir.

Çünkü vergi adaleti, toplumsal ve ekonomik adalet ilkelerine uygun olup olmadığını ifade eder. Bu kavram, vergilerin dağılımında ve toplanmasında adil bir şekilde hareket edilip edilmediğini her zaman sorgular.

Gelir seviyesi yüksek olan bireylerin, gelir seviyesi düşük olanlara göre daha yüksek oranlarda vergi ödemesi beklenir. Yani çok kazanandan çok az kazanandan az alınması gerekmektedir.

Yine aynı gelir seviyesindeki bireylerin aynı miktarda vergi ödemesi gerekmektedir. Yani benzer ekonomik durumdaki kişilere farklı muamele yapılmaması gerekir. Bu durumun bir an önce düzeltilerek sonucunu her yıl açıklanan kim ne kadar vergi ödedi listelerinde görmeyi arzuluyoruz.

Yine ülke olarak kanayan yaramızdan “Vergi Kaçakçılığını ve Kayıtdışılığı Önleme” ve devamında “vergi adaleti”, tüm bireylerin ve kurumların yasal olarak ödemeleri gereken vergileri tam olarak ödemeleri beklenir. Vergi kaçakçılığı ve kayıtdışı ekonomi, vergi adaletini zedeleyen unsurlardır ki malesef ülkemizde bunu yaşıyoruz.

Vergi adaleti, ekonomik eşitsizliklerin azaltılmasında ve sosyal devletin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynar. Ancak, vergi sisteminin karmaşıklığı ve toplumsal dinamikler bu ilkenin uygulanmasını zorlaştırabiliyor. Malum çok kazanan zarar etti diye listelerde görebiliyoruz.

Vergisini düzenli ödeyenlerin isteğine baktığımızda ise, ödenen vergilerin toplandığı kamu hizmetlerinin ve kaynaklarının topluma adil bir şekilde geri dönmesidir ki bu konuda çok haklıdırlar.

Tavsiyem; hem caydırıcı ve hem de teşvik olması bakımından, devlete gerçekten vergi ödeyen bireyler, ödedikleri vergilerin karşılığı kadar kamu hizmetlerinden faydalansınlar, kazandığı halde zarar gösterip hiç ödemeyenler ise bu hizmetlerden faydalanamasınlar..!!!

Sağlık ve Sevgiyle Kalın..

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Haberci Köşe Yazarımız Cengiz Erçağ, bugün gündemine hayatın ne kadar pahalılandığını alıyor. Okulların açılmasıyla ailelerin alım gücünün yetersizliğinden kaynaklı çocuklarının okul masraflarını karşılayamayacaklarına dikkat çekiyor ve toplumdaki en büyük adaletsizliğin, “vergi adaletsizliği” olduğunu gündemine taşıyor .
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir