İLK 11’DE FERDİ SÜRPRİZİ
Jose Mourinho yönetimindeki Fenerbahçe’nin Lugano maçı ilk 11’inde Ferdi Kadıoğlu sürprizi vardı. Genç yıldızın sol açık olarak başladığı maçta Sarı-lacivertlilerin, Lugano ilk 11’i şu şekildeydi: Livakovic, Osayi, Çağlar Söyüncü, Djiku, Oosterwolde, Krunic, Fred, Szymanski, Tadic, Ferdi Kadıoğlu, Dzeko.
FENER GERİYE DÜŞSE DE KAZANDI
Fenerbahçe, 7. dakikada 1-0 geriye düştüğü maçta Dzeko ve Szymanski’nin golleriyle Lugano’yu 2-1 mağlup etti. İlk maçı da 4-3 kazanan sarı-lacivertliler, UEFA Şampiyonlar Ligi 3’üncü Ön Eleme Turu’nda Fransız ekibi Lille’in rakibi oldu.
Spor yazarları da Fenerbahçe’nin tur atladığı ve Jose Mourinho’nun Kadıköy’deki ilk resmi maçında galip geldiği karşılaşmayı köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o çok konuşulacak yazılar;
ŞOV YOKTU AMA TUR VARDI – FAİK ÇETİNER
Maça gelenler Fenerbahçe’nin turu ilk maçta garantilediğini, sahada şov yapacağına inanmışlardı. Mourinho’nun 11’inde bu defa Kent yok ama Krunic (bu ısrar niye?) vardı. Ferdi sol önde oynuyordu. İlk 10 dakika dolmadan hesapta olmayan Lugano golü gelince, Fenerbahçe biraz bocalamaya başladı.
Krunic, Szymanski etkili olmayınca, tempo düşüyordu. Fred’in sakatlanıp çıkmasıyla, oyuna giren İsmail Yüksek’in (neden ilk 11 başlamaz) enerjisi takıma olumlu yansımaya başladı. Devre geride kapanınca, Mourinho tribünlerin de tepkisini çeken Krunic’i dışarı alıp, Mert Hakan’ı sahaya sürdü. İkinci bölümde de Fenerbahçe’nin çok etkili olamadığını gördük. Kanatlar çalışmıyor, sonuç becerili ayakların icraatlarına kalıyordu. Beraberlik golü bir duran top sonrasında geliyordu. Mert Hakan’ın ortasına mükemmel yükselen Dzeko, kafa ile topu ağlara yolladı. Golden sonra da Fenerbahçe’nin temposu artmadı.
Rakibin üzerine gelmesine rağmen Sarı-Lacivertli takımın fazlaca pozisyon bulamayışı düşündürücü idi. Son 10 dakika oyuna giren İrfan Can’ın, Tadiç ile birlikte kaliteli ayaklarını konuşturmaya başlaması galibiyeti de getirdi. Kadıköy’de şov yoktu ama tur vardı. Hedef turu geçmek olduğuna göre alkışlar Fenerbahçe’ye. Şimdi sırada daha güçlü bir takım var. Lugano karşısında oynanan futbol çok keyif vermedi. Bu futbol ile Lille’i geçmek kolay değil. Ancak Fenerbahçeliler hocaları Mourinho ve kaliteli kadrolarına güveniyorlar. Haksız da sayılmazlar…
KÖTÜ GÜNÜN KÂRI – SERKAN AKCAN
Fenerbahçe’nin ilk yarı performansı tam bir hayal kırıklığıydı. İsviçre Ligi önceki hafta başladığı için Lugano fiziksel açıdan elbette daha hazırdı ama Fenerbahçe’nin atletizmi alt edecek kalitede bir kadrosu ve hocası varken bu kadar kötü bir ilk yarı izlemek herkes için büyük sürprizdi. Oyunu geriden kurmak bir yana yediği baskıyla kaybedilen toplar ilk maçta da Fenerbahçe savunmasının başına bela olmuştu.
Lugano jeneriklik bir golle henüz 7. dakikada öne geçince rakip kaleye gitmek Mourinho ve öğrencileri için hayli zorlaştı. Bu durum hele de Kadıköy’de çok anlaşılır türden değildi doğrusu. Mourinho’nun 11’de Ferdi’yi biçtiği yeni rol hem oyuncunun hem kadronun pratiğini negatif etkilemişe benziyor. Harika bir Avrupa Şampiyonası geçirip en iyi sol bek performanslarından birine imza atarak dönen Ferdi’nin sol forvetliği sol bekliğinin gerisinde. Bu anlaşılır bir durum, oyuncu pozisyon ezberi bozulduğu için bocalayabilir ama tüm takım Ferdi’nin yeni rolünü yadırgadığı için oyunun ritmi soldan doğru işlemedi. Ferdi ile Oosterwolde’nin sol koridorda fazla üst üste binmeleri gözden kaçmadı.
DEFOLAR HALLEDİLMELİ
Solda bunlar yaşanırken merkezde de Kruniç performansı hayli kötüydü. Üstüne bir de Fred sakatlanınca Fenerbahçe’nin Kadıköy rüzgârını arkasına alması gecikir gibi oldu. Ne var ki; İsmail, Fred’in yerine girer girmez sahaya büyük bir karakter koydu, enerjisini Kadıköy’e akıttı. Devre dönüşü Mert Hakan-Kruniç değişimi de senaryoyu Fenerbahçe lehine çevirdi. Dzeko sahanın en yaşlısı olmasına rağmen sezona en hazır oyuncu görünümünde. İsviçre’de 3 gol atarak büyük bir gösteri yapan Boşnak yıldız Kadıköy’de de nefis bir duran top golü atarak Mourinho’nun planında olmak istediğinin mesajını verdi. Elbette bu mesaj sadece hocasına değil, tribünde maçı izleyen En-Neysri’ye de verilmiş olsa gerek. Fenerbahçe’nin yeni rakibi Lille ve Lugano karşısındaki fiziksel defoların kısa sürede halledilmesi şart.
LUGANO ‘BAŞLANGIÇ’TI LİLLE ‘ARA SICAK’ OLACAK – ERCAN GÜVEN (MİLLİYET)
Fenerbahçe’nin, Mourinho’nun Kadıköy’de, yeni sezonda taraftarla ilk “resmi” buluşması, kucaklaşmasıydı maç. Tribünlerin umduğu müthiş bir rövanş, 300 milyonluk takımın hakkını veren bir futbol, skor, coşkuydu. Öyle ıslatılmış suni çim falan da yoktu ortada. Ancak, maç İsviçre’dekinin “kopyası” gibi başladı… Hatta daha kötü bir kopyası! Çünkü mücadele eden bir Szymanski yoktu sahada. Son saniye gol atana kadar el freni oldu takımın. Krunic ve Oosterwolde çok kötüydü. Çağlar’a önlem almışlardı ama o yine de sahanın en iyisiydi. İlk maçın kötüsü Fred, kötü bile oynamadı; yoktu. Sakatlanıp çıktı ilk yarı ortasında.
Ve Fenerbahçe henüz 7. dakikada erken golünü yemişti. Bir türlü ceza sahasından uzaklaştırılamayan topun Mahmut’un ayağında füze olup Fenerbahçe kalesinin çatalına girmesiyle. İlk devre 0-2 bitmediyse Livakoviç’in 24’de müthiş kurtarışına borçludur ilk şutunu 1-0 mağlupken 40. dakikada atan Fenerbahçe. Genişlemesine uzunlamasına bir Fenerbahçe seyretti herkes ilk yarı. Yeteneklerin “gençlik” karşısında ezildiği, topu tutamayan, sete oturtamayan, telaşlı, yarım yamalak önde baskılı bir ev sahibi… Karşısında doğru ne varsa hepsini yapan Fenerbahçe’yi iyice öğrenmiş, sert, hırçın, dinç bir Lugano. İkinci yarıda Mert Hakan’ı alıp “satılması için oynattıkça fiyatı düşen” Krunic’den kurtularak başladı Mourinho. Fred’in yerine girmiş İsmail de sahadaydı. Daha sonra Lugano’nun kilitlediği Osayi’nin yerine Mert Müldür girdi. Bunlar Mourinho’nun “oyunu yükselten” değil “hatayı düzelten” hamleleriydi. Normale dönmeye yetti.
Lugano ikinci yarıya daha sert başlayıp üst üste sarı kartlar görürken bu faullerin birini kullanan Mert Hakan “rakibin belalısı” Dzeko işbirliği beraberliği getirdi. Büyük futbolcu Dzeko. Vazgeçilemez adam. Bir tür garanti. Attı kurtardı takımı yine. Tribünler sevindiyse ne skordan ne Fenerbahçe oyunundan ne kalitesinden; beraberliğin vaat ettiği 3. ön eleme turu içindi. İkinci gol hayatın doğal akışı gereğiydi… Zaten son saniyede Szymanski golünün yarısı Tadiç’e, diğer yarısı maçı uzatmaya götürmek için ailecek öne çıkan Lugano takımına aittir. Fenerbahçe’nin onda bir değerindeki Lugano’dan turu zorlanarak da alması buruk bir sevinç tabi. Ama unutulmasın, Lugano “başlangıçtı”… Lille “ara sıcak”. Yalnız dikkat; çok sıcak. Canını yakabilir bir türlü rayına oturamayan Fenerbahçe’nin.
BU TAKIMA TEMPO LAZIM – TAYFUN BAYINDIR (MİLLİYET)
Tur geçmek, Şampiyonlar Ligi hedefine doğru ilk adımı atmak elbette çok önemli… Hem moral yükledi Fenerbahçe hem de çok ama çok net biçimde defolarını gördü. Lugono ile iki maç oynadı sarı-lacivertliler… Bu iki maçın da ortak özelliği tek devrelik oyunlarla sonuca gitmesiydi. Şok goller, baskılı ve sert oyuna karşı çaresiz kalmak ve de en önemlisi düşük tempolu oyun geride kalan iki maçın ilk yarılarının özetiydi. Jose Mourinho, Fenerbahçe ile anlaştığı gün ve sonraki hemen hemen her demecinde ısrarla hızlı oyunun altını çizdi. Geçen sezonki Fenerbahçe’nin durağan oynadığını, bu sezon bu durağan oyunu tempolu oyuna çevirmeleri gerektiğini vurgulayıp durdu. Ne var ki, iki Lugano maçında da Fenebahçe’nin Mourinho beklentisinden çok uzakta olduğunu gördük. Dün belki Fred’in sakatlanıp oyundan çıkması, Krunic’in son derece isteksiz oyunu, ki (ilk maçta 90 dakika oynamasına karşın o zaman da isteksiz ve temposuzdu) Fenerbahçe’nin beklenen görüntüsünden uzak olmasının temel nedenleriydi. Bu arada unutmayalım, Fenerbahçe hala geçen yılki kadrosuyla oynuyor. Yeni kimse yok. Ama yeni setler, yeni savunma düzeni ve Mourinho tedirginliği var.
‘BENCE KRUNIC’İN BİLETİNİ KESTİ’
Görünen o ki Mourinho üçlü savunmada ısrar edecek. Çağlar, Djiku ve Oosterwolde üçlüsü dün için sadece geçer not aldılar. Hani lise yıllarımızda vardır ya, “5’ten şaşma 6’yı aşma” derdik. Aynen öyle… Biraz tempo, biraz fiziksel üstünlük ve biraz da geçmişi unutmak Fenerbahçe’yi çabucak yeni formatına sokacaktır. Avrupa Şampiyonası’ndan dönenler fiziksel olarak hazır hale gelmişler. Sonradan oyuna giren Mert Müldür ile İrfan Can Kahveci kısacık sürelerde 11’i zorlayacaklarını net bir şekilde gösterdiler. Bir başka milli, Ferdi sahanın en iyisiydi. Lugano savunması onu ancak tekme-tokat durdurabildi. Bir de İsmail var… Sanırım tüm Fenerbahçeliler anlamakta zorluk çekmişlerdir. “İsmail varken Krunic nasıl oynuyor” diye birbirlerine sormuşlardır. Devrede oyuncu değiştirmeyi çok sevmeyen Mourinho bence Krunic’in biletini kesti. Elbette Fred’e bir yardımcı gerekiyor. Ya adı geçen oyunculardan birini Lille maçına kadar transfer edeceksiniz, ya da o bölgenin hazır ismi İsmail’e formasını vereceksiniz. Unutmayalım, Lille bu Lugano’dan en az iki gömlek daha iyi bir takım.
DEVLER LİGİ AŞKINA – MEHMET ALİ SABUNCU
Kadıköy’de sezonun ilk resmi maçında 4-3’ün rövanşında Jose Mourinho’lu Fenerbahçe, Lugano’yu konuk etti. Hakem Robert Jones’in düdüğü ile maç başladı. Gelelim 90 dakikanın önemli anlarına;
VASAT FUTBOL OLSA DA…
2’de Oosterwolde hızla ceza alanına yaklaştı, ortasında topa kale önünde Edin Dzeko vuramadı. 7’de Mahmoud seken topa sert vurdu, skor 1-0 oldu. 11’de Edin Dzeko’nun çaprazdan vuruşu kötüydü. 25’te Livakovic ayağı ile adeta ikinci golü önledi… 40’ta Ferdi kale önünde topu havaya dikti, devre tek golle bitti. 51’de Djiku’nun kafa şutu isabetsizdi. 59’da Mert Hakan’ın ortasında, Edin Dzeko kafayla durumu 1-1’e getirdi. 68’de Ferdi ikiyi denedi, kaleci Saidi izin vermedi. 72’de uzak direk dibinde bu kez Çağlar golü kaçırdı. 90+3’te Tadic’in ‘al da at pasında’ Szymanski kale önünde dokundu ve maçı bitirdi: 2-1.
MERT HAKAN YANDAŞ
İkinci yarı oyuna girdi, uyuyan takımı uyandırdı, ilk golde asisti yaptı. Takımı canlandırdı. Sezon başında bu sıcakta böyle maçlar olacak. Mert Hakan gibi canlandırıcı, ateşleyici futbolcu lazım. Ama bir değil tüm maçlarda. Artık rakip Lille. Bu futbol yetmez ama her zaman Fenerbahçe de böyle vasat oynamaz…