20 yıldır ayakkabısız yaşıyor, her yere çıplak ayakla gidiyor… ‘Doğada gezinmek kolay, asıl güç olan insanların ortasında dolaşmak’

20 yıldır ayakkabısız yaşıyor, her yere çıplak ayakla gidiyor… ‘Doğada gezinmek kolay, asıl sıkıntı olan insanların ortasında dolaşmak’
ABD’li Joseph DeRuvo başparmağındaki kemik çıkıntısının verdiği rahatsızlık nedeniyle yaklaşık 20 yıldır her yerde çıplak ayakla dolaşıyor. Birçok vakit olumsuz yansılara amaç olan DeRuvo, oturduğu kafelerden, restoranlardan ve alışveriş yaptığı mağazalardan ayakkabı giymediği gerekçesiyle sıklıkla kovulsa da tavrında kararlı. İşte DeRuvo’nun enteresan hikâyesi…

Doğada çıplak ayakla yürümenin sıhhat üzerindeki tesirleri sıklıkla gündeme geliyor. Toprağa çıplak ayakla basmanın bedendeki negatif enerjiyi aldığı, yaşlanmayı geciktirdiği ve güç düzeyini artırdığı biliniyor.

ABD’nin Connecticut eyaletinde yaşayan Joseph DeRuvo’nun durumu ise bundan çok daha ileri bir noktada. DeRuvo, 20 yıl evvel bir sıhhat sorunu nedeniyle çıkardığı ayakkabılarını bir daha hiç giymedi.

The New York Times’a konuşan 59 yaşındaki pilates eğitmeni DeRuvo, ayak parmaklarındaki deformasyon nedeniyle ayakkabı giymediğini, metale olan alerjisi nedeniyle de ameliyat olmadığını belirtti.

DeRuvo, 20 yıldır her yere çıplak ayakla gidiyor. Fakat anasınıfı öğretmeni olan eşi Lini Ecker (61) ile minimal ve doğal bir hayat yaşayan DeRuvo’nun ayakkabısız hali, birçok kişi için kabul edilebilir bir imaj değil. 

Sabah koşularında ve alışverişlerde insanların kendisine tuhaf baktığını söyleyen DeRuvo, vakit içinde insanların çıplak ayaklarına verdiği yansıları bir yabancının alışılmadık ömür stiline tahammül etme ve karşıdaki insanı manaya bağlamında bir turnusol kağıdı olarak görmeye başladığını belirtti.

Peki 20 yıldır ayakkabı giymemek DeRuvo’nun hayatını nasıl değiştirdi? Çıplak ayakla dolaşmak toplum içinde nasıl yansılara neden oluyor? 

‘MÜŞTERİLER ŞİKÂYET EDİYOR LÜTFEN MAĞAZAYI TERK EDİN!’

DeRuvo birkaç yıl evvel sabahın erken saatlerinde koşuya çıktığında, her zamankinden farklı bir güzergaha saptı ve konuta dönüş yolunda alışveriş yapmak için lüks bir süpermarkete uğradı. Yumurta ve süt reyonlarında eserleri inceleyen DeRuvo, mağaza müdürünün kendisine hakikat tasayla koştuğunu görünce şaşırdı.

Mağaza müdürünün “Ayağınızda ayakkabı yok!” çıkışıyla sarsılan DeRuvo, yaşadığı sıhhat problemlerini anlatsa da mağaza müdürü sık sık güvenlik prosedürlerinden bahsetti ve kayıp düşmesi durumunda mağazanın önemli sorumluluk altında kalacağını söyledi. Nihayetinde DeRuvo’dan marketten çıkması istendi.

Yaşananlara mana veremeyen DeRuvo, “Topuklu ayakkabı giyenlerin düşüp boynunu kırma mümkünlüğü çıplak ayakla dolaşanlarınkinden daha fazla” diyerek itiraz etse de “Müşteriler şikâyet ediyor lütfen mağazayı terk edin!” reaksiyonuyla karşılaştı.

‘DOĞADA GEZİNMEK KOLAY ASIL GÜÇ OLAN İNSANLAR’

Tahmin edilebileceği üzere, yaz-kış çıplak ayakla gezen DeRuvo, “Karlı ve buzlu yollarla nasıl başa çıkıyorsun? Ayaklarının altı nasır tuttu mu? Keskin objeler ayağına batıyor mu? Neden çıplak ayakla koşmayı tercih ediyorsun?” üzere pek çok soruyla sık sık muhatap oluyor.

DeRuvo bu sorulara “Doğada gezinmek kolay asıl sıkıntı olan insanların ortasında dolaşmak” yanıtını verdiğini belirtirken eşi Lini Ecker emsal durumlarla beraberken de sıklıkla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Kendisinin ayakkabı giymeyi sevdiğini belirten Ecker, bir mağazadan ya da restorandan ayrılmaları istendiğinde itiraz etmeden talebi yerine getirdiklerini tabir etti.  

“Bir insan benim dış görünüşüme takıldığında tüm kararlarında peşin hükümlü oluyor. Bizimle ilgili negatif bir görüşü varsa bunu asla değiştirmiyor” diyen DeRuvo da bu tavır karşısında geri adım atarak tartışmadan uzak durmaya uğraş ettiğini belirtti.

TEDAVİ YERİNE ÇIPLAK AYAKLA YÜRÜMEYİ SEÇTİ

Aslına bakılırsa DeRuvo’nun ayakkabı giymemesi bir tercihten çok bir mecburilik. Zira ayak baş parmaklarında önemli derecede çıkıntılar (bunyonlar) ve öteki parmaklarına gerçek çapraz bir kayma kelam konusu.  

Yaklaşık 20 yıl evvel ortaya çıkan bu rahatsızlık nedeniyle DeRuvo, uzun koşular sırasında önemli ağrılar yaşamaya başladı. Ameliyatın tek seçenek olduğunu söyleyen hekimlerin tekliflerine uyan DeRuvo’nun ağrıları ayaklarına takılan vidalar nedeniyle daha da arttı.

Ayağına takılan metallerin bedeninde alerjiye neden olduğunu öğrenen DeRuvo, çıplak ayakla dolaştığında daha âlâ hissettiğini fark etti.  

DeRuvo, ayakkabılarını çıkardıktan sonra eşinin de yardımıyla hayatını yine şekillendirdi.

Ayakkabılarını çıkarmadan evvel fotoğrafçılık yapan, bugün ise pilates eğitmeni olarak hür çalışan DeRuvo, kendi muhitinden dışarıya çok az çıkıyor. Dış görünüşünü keder etmeyen marketlerden alışveriş yapıyor; çıplak ayaklı olmasına takılmayan yakın arkadaşlarıyla buluşmayı tercih ediyor.

Ecker ise bu kadar seçici davranmalarına karşın pek çok yerden kovulduklarını söyledi.

‘SOKAK HAYVANLARINI DAHA YETERLİ ANLAYABİLİYORUM’

Sabahları koşuya çıkan DeRuvo, mevsim normallerinin üzerinde seyreden kış sıcaklıkları nedeniyle dışarıda idman yaparken zorlanmadığını, yazın idman yapmanın kendisi için daha güç olduğunu söyledi ve ekledi:

“Sıcak günler soğuk günlerden daha zorlayıcı olabiliyor. Güneşin kavurduğu kaldırım taşlarında koşmak neredeyse imkânsız olduğundan, telefon direklerinin gölgelerine basarak koşmaya çalışıyorum. En can yakıcı olan ise karlı havalarda yerlere serpilen kimyasal süreç görmüş tuzların ayağımı yakması. Bu acıyı çekiyor olmak, köpekleri ve kedileri daha düzgün anlamama yardımcı oldu.”

ÇIPLAK AYAKTAKİ MİKROP, AYAKKABIDAKİNDEN FARKLI MI?

Ayakkabı giymeme kararını aldığı birinci vakitlerde karşılaştığı yansılar nedeniyle şaşkına dönen DeRuvo, toplumdaki bu hal üzerine bir epey düşündüğünü belirtti. 

DeRuvo’nun en sık karşılaştığı tenkit, çıplak ayakla dolaşmanın hijyenik olmadığı ve çeşitli sıhhat risklerini beraberinde getirdiği tarafında. DeRuvo bu tenkitlere, “Benim ayaklarımda, oburlarının ayakkabılarında olanlardan öbür mikroplar olması mümkün mü?” diye cevap veriyor.

Diğer yandan Connecticut eyaleti yasalarında müşterilerin mağazalar ve restoranlara çıplak ayakla girmesini engelleyen bir husus bulunmuyor. (Connecticut Sıhhat Bakanlığı Sözcüsü Christopher Bu türlü The New York Times’a yaptığı açıklamada bu durumu doğruladı “Ama iş yerleri kendi kurallarını belirleyebilirler” diye konuştu.)

Bununla birlikte çıplak ayakla sokakta yürümenin riskleri de yok değil. Metal kıymıklara ve cam kesimlerine basmamak için büyük gayret sarf eden DeRuvo, her gece ayaklarının altını cımbız yardımıyla temizledikten sonra sıcak suyla yıkıyor. Yatağa girmeden evvel ayaklarını itinayla fırçalayarak temizliyor.

HAYATI BOYUNCA AYAKKABI GİYMEMEK KONUSUNDA KESİN KARARLI

Çıplak ayakla dolaşmak işletme sahipleri tarafından reddedildiği için DeRuvo, arkadaşlarıyla dışarıda yiyeceği vakit yanında kesinlikle bir çift rahat sandalet götürüyor.

Daha fazla taviz vermeye niyeti olmadığını belirten DeRuvo, hayatının geri kalanında ayakkabı giymeme konusunda kesin kararlı olduğunu, ayaklarını ayakkabının içine sokmaya zorlayacak rastgele bir şey yapmak ya da rastgele bir yere gitmek yerine konforunu tercih ettiğini söyledi.

‘İNSANLAR BANA DAİMA SİNİRLENİYOR’

Plajda, yogada ya da pedikür koltuğu haricinde çıplak ayakla dolaşmak, birden fazla şahsa tuhaf ve anlaşılmaz geliyor. Dahası çıplak ayak sendromu ile ilişkilendirilen kimi skandallar, Amerikalıların zihinlerinde kalıcı izler bırakmışa benziyor.

Örneğin, ABD’nin en tanınan sporu olan beyzbolda 1919 yılında oynanan şampiyonluk maçında bahis skandalına ismi karışan sekiz oyuncunun en ünlülerinden olan “Pabuçsuz” Joe Jackson da maçlara çıplak ayakla çıkıyordu.

Bir başka skandal ise dünyaca ünlü pop yıldızı Britney Spears’ın 2004 yılında bir akaryakıt istasyonu tuvaletinden çıplak ayakla çıkarken paparazzilere yakalamasıydı. Bundan tam 16 yıl sonra Spears’ın çıplak ayakla dans ederken ayağını kırdığı haberi dünya basınında geniş yer bulurken akaryakıt istasyonu olayı da akıllara geldi.

Bu haberlerin beşerler üzerindeki tesirini gülerek karşılayan DeRuvo, “İnsanların ayaklarla ilgili bir sorunu var; çıplak ayaklı birini gördükleri vakit çabucak ürküyorlar” dedi.

‘BEŞ YAŞINA KADAR JOSEPH’İN SÖYLEDİKLERİNİ ÇEVİRİ ETTİM’

Çıplak ayakla dolaşmanın hayatını iddia etmediği halde zenginleştirdiğini söyleyen DeRuvo, “Bastığınız yerle kurduğunuz tensel temas sonrasında beyninize giden geri bildirim sayesinde her şeyi daha yeterli hiissediyorsunuz” dedi.

Akıllı telefon da kullanmayan DeRuvo, dikkatini toparlamak ve odaklanmak konusunda hiçbir sorun yaşamadığını, bu sayede attığı her adıma dikkat edebilmenin kendisi için bir çeşit ikram olduğunu söyledi.

Ne var ki kendisine yönelik ön yargılardan hareketle, gördüğü ayrımcılığın da üst düzeyde olduğunu belirten DeRuvo, bilhassa dükkân sahiplerinin kendisini yalnızca uyarmakla ve dışarı çıkarmakla yetindiğini, birebir durumda siyahi bir Amerikalı olsa daha önemli yansılarla karşılaşacağını söz eti.

Aslına bakılırsa DeRuvo, çocukluğundan itibaren ayrımcılığa maruz kalmıştı. Küçük yaşlardayken konuşma zahmeti çeken DeRuvo, kendisini anlatmakta zorlandığında ablasından yardım istiyordu.

DeRuvo’dan altı yaş büyük olan abla Alesa Cunningham, “Annem beş yaşına kadar Joseph’in söylediklerini ona çeviri etmem için bana güveniyordu” dedi. Eğitim hayatında da bir türlü anlaşılamayan DeRuvo, disleksi ve başka öğrenme sorunları nedeniyle özel bir eğitime tabi tutuldu.

Küçük yaşlardan itibaren kapı kolları ve telefon avizeleri üzere eşyaları modüllerine ayırıp tekrar birleştirmeyi seven DeRuvo’nun hayatındaki dönüm noktası annesinin 16 yaşındayken kendisine aldığı fotoğraf makinesi oldu.

1980’lerin ortasında Boston’daki New England Fotoğrafçılık Okulu’na kaydolan DeRuvo burada eşi Ecker ile tanıştı. 1987’de evlenen çiftin bugün 33 yaşında olan oğulları Nate DeRuvo, babasının ayakkabılı halini neredeyse hiç hatırlamadığını söyledi.

Nate, babasının evvelce de çok az ayakkabısı olduğunu anlattı ve “Yaşamında bir kırılma meydana geldi ve yolun bir yerinde ayakkabılarını rafa kaldırmaya karar verdi” sözlerini kullandı.

Doğayla etkileşim içinde olan bir babaya sahip olduğunu söyleyen Nate DeRuvo, bir defasında babasına çıplak ayakla yürüdüğü için insanların neden bu kadar telaşlı olduğunu sorduğunda aldığı cevabı da tebessümle aktardı: 

“İnsanlar, göğüslü hayvanlar oldukları gerçeğini birilerinin hatırlatmasından hoşlanmıyor. Tabiatta bulunan öteki canlılardan pek farklı olmadıklarını kabul etmek istemiyorlar.”

The New York Times’da yayımlanan “He Took His Shoes Off 20 Years Ago. He Hasn’t Put Them Back On” başlıklı makaleden derlenmiştir.